Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Küresel kıyamet ada batırdı....
#21
Küresel ısınma kaynakları kişisel olarak cep telefonu,ulaşım araçlarından çıkan yakıt, evlerimizdeki elektrikli aletlerin birçoğu, deodorant,genelde nüklüer santrallar,uçak,sanayi tesisleri gibi etkenler var.Hangimiz bunlardan vazgeçe bilir?
Bul
Cevapla
#22
Küresel ısınma balinalarıda vurdu!

Doğayı koruma konusundaki çalışmalarıyla bilinen Earthwatch Enstitüsü'nden bir grup bilim adamı, Doğu Pasifik'te yaptıkları kontrollerde gri balinaların olması gerekenden çok daha zayıf ve bitkin olduğunu belirledi. Enstitüden William Megill, su sıcaklığındaki artışın denizdeki oksijen oranını artırarak balinaların beslendiği canlıların yok olmasına neden olabileceğini ifade etti. Balinaların yiyecek arama telaşından çiftleşme alışkanlıklarını ihmal ettiği de belirtildi.

Alıntı : Milliyet
Bul
Cevapla
#23
Küresel ısınma 'önlenebilir'

Birleşmiş Milletler'e bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin hafta boyunca Bangkok'da süren konferansında, dünyanın iklim değişikliğinin en kötü etkilerini azaltacak bilgi ve mali kaynağa sahip olduğu sonucuna ulaşıldı.
Fakat, dünyanın her yerinden iklim uzmanlarını, iktisatçıları ve siyaset danışmanlarını biraraya getiren uluslararası konferansta, bunun başarılabilmesi için siyasi iradenin acilen harekete geçmesi gerektiğine de dikkat çekildi.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin bu yıl içinde yayınladığı üçüncü rapora son şeklini veren uzmanlar, küresel ısınmaya yol açan sera gazı salımlarının makul düzeyde mali kaynak harcanması karşılığında azaltılabileceği konusunda fikir birliğine vardılar.

Rapor, iklim değişikliğini engellemek için önerilen değişik yöntemlerin geçerliliğini ve uygulanabilirliğini saptamayı amaçlıyor.

İklim Değişikliği Paneli'nin başkanı Rajendra Pachauri raporun bulgularını "çarpıcı" olarak niteledi.

Pachauri, konferansın düzenlendiği Tayland'ın başkenti Bangkok'da düzenlenen basın toplantısında, "İnsanlık bir bütün olarak tüketim alışkanlıklarında değişiklik yapmayı düşünmek zorunda" dedi.

Rapor, küresel ısınmanın iklim üzerindeki ciddi etkilerinin önlenebilmesi için, küresel sera gazı salımlarının, önümüzdeki on ile yirmi yıl içinde zirveye çıktıktan sonra azalmaya başlaması gerektiğine işaret ediyor.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli bu yıl içinde yayınladığı diğer iki raporunun birincisinde iklim değişikliğinin bilimsel bir gerçek olduğunu saptamış, ikincisinde ise bu değişikliğin olası etkilerine ve sonuçlarına değinmişti.

Emisyonlardaki artış önlenmeli

Uzmanlara göre, sera gazı salımları 1970 yılından bu yana %70 oranında artmış durumda ve herhangi bir önlem alınmadığı takdirde, önümüzdeki 25 yıl içinde %25 ile %90 arası bir oranda yükselmeye devam edecek.

Bu artışa asıl olarak, dünyanın ana enerji kaynağı olmaya devam eden, petrol-kömür gibi fosil yakıtlar neden olacak.

İklim Değişikliği Paneli'nin raporunun yazarlarından Ogunlade Davidson, Şu sırada yapmakta olduğumuz şeyleri yapmaya devam edersek çok büyük sorunlarla karşılaşacağız" diye konuştu.

Çin, kısa dönemdeki ekonomik büyümesini etkileyebileceği endişesiyle, konferansın ilk günlerinde taslak metnin bazı unsurlarını yumuşatmak için büyük çaba harcadı. Fakat sonraki oturumlarda daha uzlaşmacı bir tutum benimsedi.

Atmosferdeki sera gazı yoğunluğunu sabitleştirmek zorunlu

İklim Değişikliği Paneli'nin rapor, atmosferdeki sera gazı miktarını belli düzeylerde tutmanın küresel ekonomiye getireceği yükü değerlendiriyor.

Rapor,makul düzeyde bir maliyet karşılığında sera gazı salımlarının artmasının engellenebileceği sonucuna varıyor.

Rapora göre, atmosferdeki karbon dioksit miktarını milyonda 445 ile 535 parça düzeyinde sabitlemek, 2030 yılına kadar dünyada üretilen mal ve hizmetler toplamının %3'üne mal olacak.

Şu sırada atmosferdeki karbon dioksit yoğunluğu milyonda 425 parça düzeyinde.

Herhangi bir yoğunluğun iklim üzerinde nasıl etki yapacağını kesin olarak saptamak bilimsel olarak mümkün değil. Fakat uzmanların çoğu, ortalama küresel sıcaklık artışını 2C altında tutmak, ve ciddi etkileri engellemek için, atmosferdeki karbon dioksit yoğunluğunun milyonda 450 parçanın altında kalması gerektiğini düşünüyor.



Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin başkanı Dr. Rajendra Pachauri

İklim Değişikliği Paneli'nin başkanı Dr. Pachauri, karbon dioksit yoğunluğunun milyonda 450 parçada sabitlenmesi için, şu sıradaki sera gazı salım düzeylerini 10 ile 20 yıl arasında büyük ölçüde azaltmak gerektiğini belirterek şöyle devam etti:

"Dolayısıyla, sera gazı emisyonlarında şu sıradaki artış eğilimini tersine çevirebilmek için çok kısa bir fırsat penceremiz var."

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, birçok teknolojinin salımların azalmasına rol oynayabileceğini belirtiyor.

Fakat panel, atmosferin kirlenmesine an fazla katkı yapan sektörler arasında inşaat sektörünü öne çıkarıyor ve enerji tasarrufunun emisyonları azaltmada kilit öneme sahip olduğunu vurguluyor.

Raporda, sera gazı salımlarının azaltılmasında nükleer enerjinin de önemli bir rol oynayabileceğine de işaret ediliyor.

Fakat nükleer enerjinin, güvenlik, silahlanma ve atık açısından sorunlu olduğu da belirtiliyor.

BBC Türkçe
Bul
Cevapla
#24
Küresel ısınma nedeniyle caretta caretta nüfusunda, bu yıl dişi patlaması bekleniyor.

Alanya Çevre Derneği (YAYÇED) Başkanı Emine Eker, "26 derece sıcaklıkta erkek, 32 ve üzeri sıcaklıkta dişi yavrular yumurtadan çıkıyor. Bu yıl caretta'larda dişi yavru patlaması yaşanacak. Neslin devamı için erkek caretta'lara ayrı önem verilmeli" dedi.

Eker'in verdiği bilgiye göre geçen yıl da Akdeniz'de yumurtadan çıkan caretta caretta'ların yüzde 85'i dişiydi.

2006 yılı, meteoroloji kayıtlarının tutulduğu 17. yüzyıldan beri en sıcak altıncı yıl olmuştu.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ'a göre sadece caretta'lar değil, tüm kaplumbağa türleri ve timsahlar da risk altında.

Aytuğ'un verdiği bilgiye göre canlıların çoğunda yavruların cinsiyetini kromozomlar, kaplumbağalardaysa çevre koşulları belirliyor.

Kaplumbağalarda düşük ısılarda genellikle erkek, 32 derecenin üzerindeki ısılarda genellikle dişi, 28-31 derece arasında her iki cinsiyetten yavru ürüyor.

Kertenkeleler ve timsahlardaysa durum, tam tersi.

Aytuğ 'cinsiyet kıyameti'ni anlattı:
"Sıcaklık artışı gelecek kuşaklardaki cinsiyet oranını bozarak kaplumbağalarda sadece dişilerden, timsahlardaysa erkeklerden oluşan grupların ortaya çıkmasına neden olacak. Geçmişleri 200
milyon yıl öncesine dayanan kaplumbağalar, dinozorların yok olduğu dönemde bile hayatta kalmayı başarmıştı. Ancak şimdi küresel ısınma tehdidi altındalar."

Radikal
Bul
Cevapla
#25
Küresel ısınma afet getiriyor!

Küresel ısınma ve deniz seviyesinin yükselmesinin büyük afetlere neden olacağını vurgulayan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "2030 yılında sıcaklıklar kışın 2, yazın da 3 derece artacak. Küresel iklim değişikliği sonucu İç Anadolu çölleşecek, Karadeniz’de yağışlar artacak, Ege ve Akdeniz kuraklaşacak" dedi.


Türkiye'de beklenen afetler

Dünyada orta şiddetli yağışların azaldığını ve şiddetli yağışın arttığını vurgulayan Prof. Dr. Kadıoğlu, sigorta şirketlerinin yaptığı araştırmaya göre 1960’lı yıllarla kıyaslandığında son 10 yılda afet sayısının 3 kat, ekonomik kayıpların 9 kat, sigorta kayıplarının ise 15 kat arttığını bildirdi. Türkiye’nin de küresel ısınma ve deniz suyu seviyesinin yükselmesi nedeniyle afetlerle karşılaşacağını ifade eden Kadıoğlu, "Özellikle Akdeniz’de azalan yağmur şiddetini arttıracak. Ani seller, şiddetli yağış ve yıldırımlar afetlere neden olabilecek" diye konuştu.

Kuraklıkla birlikte orman yangınlarının artacağına dikkat çeken Kadıoğlu, şunları kaydetti: "Sıcak hava dalgaları ölümlere neden olacak. Tarımsal haşereler artacak. Kırım Kongo kanamalı ateşi ve sıtma gibi hastalıklarda artış yaşanacak. Deniz suyu seviyesi 59 santimetre yükselecek ve bu durumdan Türkiye kıyılarındaki 10 milyon insan etkilenecek." Deniz suyunun 10 santimetre yükselmesi durumunda bile kıyının 10 metrelik bölümünün yok olduğuna işaret eden Kadıoğlu, küresel ısınmanın büyük ekonomik kayıplara neden olacağını söyledi. Prof. Dr. Kadıoğlu, İstanbul’da kışın hava sıcaklığının 1 derece artması durumunda ısı enerjisinden yüzde 10 tasarruf edileceğini, buna karşın yaz aylarındaki her 1 derece artışta Adana’da klima ihtiyacının yüzde 30 artacağını kaydetti.

En sıcak yaz ve etkileri

Kadıoğlu, 1998 yılının 400 yılın en sıcak yılı olduğunu ve 2007’nin daha da sıcak olacağını belirtti. Sıcak hava dalgaları nedeniyle 2003 yılı yazında Avrupa’da 35 bin 118 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Prof. Dr. Kadıoğlu, Antalya’da nemle beraber hava sıcaklığının 40,6 dereceyi aştığı zamanlarda "hissedilen hava sıcaklığı dalgası alarmı" vermek gerektiğini söyledi Küresel iklim değişikliğinin turizm sezonunun uzamasına neden olacağını vurgulayan Kadıoğlu, "Bununla birlikte sıcak hava dalgaları, orman yangınlarındaki artış, susuzluk, gıda zehirlenmeleri, deniz suyu seviyesinin yükselmesi, deniz suyu kirliliği ve balık ölümlerinin artması turizmi olumsuz etkileyecektir" dedi. Kadıoğlu, iklim değişikliği nedeniyle tarım alanlarının yüzde 20’sinin de yok olacağını ifade etti.

Küresel ısınmaya bireysel karşı duruş

Küresel iklim değişikliğine karşı bireylerin de tüketim alışkanlıklarını değiştirerek katkıda bulunabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kadıoğlu, küresel ısınmaya karşı şu bilgileri verdi: Plastik maddelerin kullanımını azaltın, mevcut plastik alışveriş torbalarını tekrar tekrar kullanın. Tekrar kullanamadıklarınızı geri dönüşüm kutularına koyun.

-Geri dönüşümü mümkün olan şişe ve kutulardaki yiyecek ve içecekleri tüketelim. Kağıtları geri dönüşüm çöp kutusuna atalım. Çöplerin yüzde 50’si geri dönüşüme uğrasa, daha az karbondioksit gazı açığa çıkar.

-Dakikada 1 milyon plastik torba kullanılıyor. Plastik alışveriş torbalarını geri dönüşümlü çantalar ile değiştirin.

-Sebzeleri elde yıkamak yerine su dolu bir kapta yıkayın. Bu şekilde 4 kişilik bir aile yılda 18 ton su kurtarır.

-Diş fırçalarken veya tıraş olurken suyu kapatın. Bunları yaparken açık bırakılan su gideri yılda kişi başına ortalama 12 ton.

-Bulaşıkları makinede yıkayın. 4 kişilik bir ailenin günlük bulaşığını elde yıkarsanız 84-126 litre su harcarsınız. Bulaşık makinesi bunu 12 litre ile yıkar.

-Bulaşık makinesine bulaşıkları koymadan önce musluk altında tutarak yıkamayın.

-5 dakikalık duşla yetinin. Damlayan bir musluk ayda 2 bin 250 litre, günde 75 litre su kaybına neden olur. Bu, bir yılda 900 kere duş yapabilecek suyun kaybı demektir.

-Gereksiz yere sifon çekmeyin. 4 kişilik bir ailenin her bir ferdi sifonu bir kez amacı dışında çekerse yılda 16 ton su harcamış olur.

-Kullanmadığınız zaman bilgisayarları kapatın. Bu şekilde bir yılda yüzde 83 enerji tasarrufu sağlayabilirsiniz.

-Yurt dışında tatil yerine kendi ülkenizde tatil yapın. Böylece kişi başına harcanan yakıt azalmış olur.

Alıntı: Haber.gen
Bul
Cevapla
#26
reis haber yagıyor yandık mı yandık anlaşılan
Bul
Cevapla
#27
Türkiye'de küresel ısınmanın etkileri giderek daha gözle görülür hale geliyor. Isınmanın etkisiyle tropikal bölgelerde görülen canlı türlerine Türkiye'de de rastlanıyor.
Küresel ısınmanın denizlerimizdeki etkisini araştıran Türk Deniz Araştırmaları Vakfı yetkilileri, "Marmara'da, Akdeniz balıkları ve canlıları olan sardalye, kupes, salpa, günbalığı, karavida görülürken, Karadeniz'de ise yine Akdeniz'e özgü baraküda mığrı ve peygamberbalığı görülmeye başlandı" dedi. Bu arada Karadeniz'de hamsi, çaça, mersinbalığı ve alabalık, Ege ve Akdeniz'de ise deniz kaplumbağalarının küresel ısınma nedeniyle tehdit altında olduğu vurgulandı.
güncelhaber
Bul
Cevapla
#28
Türkiye'nin yarısı kadar buzul eridi

Bilim adamları, küresel ısınma nedeniyle 2005 yılı başında Antarktika kıtasından Türkiye’nin yarısı büyüklüğündeki bir bölgenin eriyerek okyanusa karıştığını duyurdu. NASA’dan yapılan açıklamada, Ocak 2005’te Antarktika’nın batı kesiminde sıcak artışı yüzünden çok önemli oranda erime olduğunu gösteren açık kanıtlar bulunduğu belirtildi. Uydular tarafından son 30 yılda gözlenen en önemli erimeden etkilenen bölgelerin toplam yüzölçümü ise 400 bin kilometrekare. Bu da yüzölçümü 780 bin kilometrekare olan Türkiye’nin kapladığı alanın yarısına denk geliyor.

Alıntı: Haber.gen
Bul
Cevapla
#29
afala yazdı:Türkiye'nin yarısı kadar buzul eridi

Bilim adamları, küresel ısınma nedeniyle 2005 yılı başında Antarktika kıtasından Türkiye’nin yarısı büyüklüğündeki bir bölgenin eriyerek okyanusa karıştığını duyurdu. NASA’dan yapılan açıklamada, Ocak 2005’te Antarktika’nın batı kesiminde sıcak artışı yüzünden çok önemli oranda erime olduğunu gösteren açık kanıtlar bulunduğu belirtildi. Uydular tarafından son 30 yılda gözlenen en önemli erimeden etkilenen bölgelerin toplam yüzölçümü ise 400 bin kilometrekare. Bu da yüzölçümü 780 bin kilometrekare olan Türkiye’nin kapladığı alanın yarısına denk geliyor.

Alıntı: Haber.gen

Bilgiler ve paylaşım için teşekkürler Reis.
Bul
Cevapla
#30
Karbon tehlikesi kapıda !

Küresel ısınmanın, Güney Kutbu'nda okyanusun havadaki karbondioksidi emme kapasitesini azalttığı belirlendi.

2000 yılında tanımlanan Güney Okyanusu en büyük 'karbon teknesi'

Uzmanlar, bunun çok kaygı verici bir durum olduğunu çünkü bu durumda ısınmanın önceki hesaplamalardan daha hızlı ilerleyebileceğini söylüyor.

Uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekibin dört yıl boyunca yaptığı araştırma saygın bilim dergisi Science'da yayımlandı.

Araştırma, Güney Kutbu'nda sera etkisi yaratan gazların birikmesi ve ozon tabakasındaki incelmenin neden olduğu hava akımları sonucu denizin karbon dioksiti soğurma yani emerek tutma kapasitesinin doyma noktasına geldiğini gösteriyor.

Bu da suda biriken karbondioksidin de açığa çıkması anlamına geliyor.

Böyle bir durumun meydana geleceği tahmin ediliyordu ancak uzmanlar bunun tahminlerinden 40 yıl kadar erken yaşandığını söylüyorlar.

Araştırmanın katılımcılarından Corinne Le Quere'e göre, Güney Okyanusu'nun (Güney Buz Denizi) havadaki karbondioksidi soğurma kapasitesinin doygunluk noktasına ulaşmasının sorumlusu iklim değişikliği.

Bunun ciddi bir durum olduğunu belirten, East Anglia Üniversitesi öğretim görevlisi Le Quere, iklim değişimiyle ilgili tüm bilgi işlem modellerinin, bu olayın önümüzdeki yüzyıl boyunca yoğunlaşarak süreceğini gösterdiğini ifade etti.

Bu veriler iklim modellerinin yeniden gözden geçirilmesini gerektirebilir.

Atmosfere salınan karbon dioksit gibi zehirli gazların yarısı havada kalıyor, geri kalanı ise deniz ve göller ile yerküredeki ormanlar ve toprak tarafından emiliyor.

Yani denizler, karbondioksitin dörtte birini çökerterek tutuyor.

Dünyanın dördüncü büyük okyanusu olan Kutup bölgesindeki Güney Okyanusu ise yüzde 15'lik payıyla en büyük 'karbon teknesi' durumunda. Zira karbon dioksit düşük sıcaklıklarda kolayca sıvılaşabilen bir gaz.

Şimdiye dek zehirli gazların miktarı arttıkça denizler ve yerkürenin tuttuğu gaz miktarının da artacağı varsayılmıştı.

Bu 'tekneler'de doyma noktasına ancak yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaklaşılacağı varsayılmıştı.

Ancak son çalışma 1981 yılından bu yana soğurma oranlarının hiç artmadığını gösteriyor.

Corinne Le Quere, "soğurma oranları 24 yıl öncek düzeylerde kaldı ama karbon dioksit salımı aynı süre içinde yüzde 40 arttı" diyor.




Alıntı: KentHaber
Bul
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Küresel ısınma bazı balık AFALA 2 1,239 15-08-2007, 13:20
Son Yorum: Marjan
  Küresel ısınmanın Türk denizlerine olası etkileri LeVrEkCi 4 2,174 21-04-2007, 19:13
Son Yorum: kılçık
  KÜRESEL BALIK KRİZİ SerenaY66 7 2,388 03-04-2007, 23:27
Son Yorum: tatarozkan
  Kuresel isinma imza kampanyasına katılmak icin AFALA 5 1,919 28-02-2007, 14:05
Son Yorum: Boğaziçi
  Küresel Isınmaya Karşı Ortak Bir Eylem AFALA 7 1,833 24-02-2007, 13:28
Son Yorum: AFALA

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi