20-08-2008, 01:39
Bir arkadaşım MSN den gönderdi.Paylaşmak istedim :
[SIZE=6] ARKADAŞ[/SIZE]
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi;
Asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar
içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını
bir saniye siperden çıkaramayacağı gibi bir
ateş altındaydılar.
[B]Asker teğmenine koştu hemen:
- Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi?
'Delirdin mi?' der gibi baktı teğmen...
— Gitmeye değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. [/B]
Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye
atma sakın!
[B]Ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek [/B]
zorunda kaldı.
[B]- Peki, dene bakalım!
Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, [/B]
arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtlandığı
gibi taşıdı. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
[B]Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara [/B]
yıkılmış askere döndü:·- Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez,
dememiş miydim? Bu zaten ölmüş...
[B]- Değdi Komutanım, değdi! d edi asker.
- Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu...
Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için...
Ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
'Geleceğini biliyordum!'
GELECEĞİNİ BİLİYORDUM!
Kalbimizde 'arkadaşlık' denilen bir mucize var. Nasıl olduğunu, [/B]
nasıl başladığını bilemezsiniz. Ama bunun özel bir armağan
olduğunu, Allah'ın bir lütfu olduğunu bilirsiniz.
[B]Gerçekten de arkadaşlar nadide mücevherlerdir. Yüzünüzü [/B]
güldürüp, başarmanız için cesaret verirler.
[B]Sizi dinlerler ve kalplerini açmaya hazırdırlar.
Bugün arkadaşlarınıza, onlarla ne kadar ilgilendiğinizi gösterin. [/B]
Bu yazıyı arkadaş olarak gördüğünüz herkese gönderin. Size
gönderen dahil.
[SIZE=6] ARKADAŞ[/SIZE]
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi;
Asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar
içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını
bir saniye siperden çıkaramayacağı gibi bir
ateş altındaydılar.
[B]Asker teğmenine koştu hemen:
- Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi?
'Delirdin mi?' der gibi baktı teğmen...
— Gitmeye değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. [/B]
Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye
atma sakın!
[B]Ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek [/B]
zorunda kaldı.
[B]- Peki, dene bakalım!
Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, [/B]
arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtlandığı
gibi taşıdı. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
[B]Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara [/B]
yıkılmış askere döndü:·- Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez,
dememiş miydim? Bu zaten ölmüş...
[B]- Değdi Komutanım, değdi! d edi asker.
- Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu...
Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için...
Ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
'Geleceğini biliyordum!'
GELECEĞİNİ BİLİYORDUM!
Kalbimizde 'arkadaşlık' denilen bir mucize var. Nasıl olduğunu, [/B]
nasıl başladığını bilemezsiniz. Ama bunun özel bir armağan
olduğunu, Allah'ın bir lütfu olduğunu bilirsiniz.
[B]Gerçekten de arkadaşlar nadide mücevherlerdir. Yüzünüzü [/B]
güldürüp, başarmanız için cesaret verirler.
[B]Sizi dinlerler ve kalplerini açmaya hazırdırlar.
Bugün arkadaşlarınıza, onlarla ne kadar ilgilendiğinizi gösterin. [/B]
Bu yazıyı arkadaş olarak gördüğünüz herkese gönderin. Size
gönderen dahil.