Daha önceden de bir konu içinde mevzuu olmuştu..Daha o zaman niyetlenmiştim..Bu gün canım sıkıldı...Hava bozuk..Sabahtan bıldırcın yorgunuyum..İlginç olacağını tahmin ettiğim bir konu açmayı düşündüm...
Hani hepimizin zaman zaman yaşadığı bir olaydır..
Bir şey...Bir resim..Bir müzik..Bir söz..
Bizi alır...Uzaklara götürür..
Aslında çok iyi bildiğimiz..
Ama uzun zamandır konuşmadığımız için unuttuğumuzu sandığımız...Halbuki hiç bir zaman unutamayacağımız..
Unutamayacağımızı da bu şekilde farkettiğimiz..
Benliğimizin en derin noktalarına kadar işlemiş..Belki de karakter yapımızın oluşmasındaki temel taşlardan biri olmuş..
Bir olay..Bir anı...
Tabii formatımıza uygun olarak BALIK konusunda..
Yani kısaca anlatmak gerekirse...
Hayatınızın en değerli balık avını anlatmanızı istiyorum..
Mutlaka çok sayıda vardır..Ve hepsinin ayrı bir anısı vardır..Herbiri muhteşem hatıralardır..
Bunların içinden siz seçeceksiniz..En unutulmaz olanı..Sizin için en değerlisini..O en başka yerde olanı...
Sadece tek hakkınız var..
Hem avınızı hem de neden çok özel olduğunu....
Lütfen hepimizle paylaşırmısınız..
İlgilerinizle değer kazanacak olan konumuza katkılarınıza ,çok teşekkür ederim..
hemen anlatayım çünkü gerçekten özeldir,
reisle beraber balıktayız,
2 tane ufak tam levreklik isparimiz var baba birini sen tak birini ben takayım dedim,
reis olmaz dedi sen ispari tak ben istavritle alacağım levreği dedi..
ya baba tak şu ispariyi dedim ama reis bu ,
biraz bekledikten sonra tam büyük levreklerin olduğu sudayız ve benim oltama balık bindi ama nasıl gidiyor 1 hafta önce kaçırdıgım levrekten dolayı 200 metre misinam var salıyorum gidiyor..
baba dedim bu büyük bir sinarit levrek bu kadar hızlı gitmez,reis ver ben alayım diyor ama ben duymuyorum bile..
baba dedim bu balık benim eğer sen çekersen ben kendimi yerim kaçsada kaçmasada ben çekeceğim dedim.
balık 100 metre öteden suyun üstüne çıktı yüzüyor sırtını görüyoruz benim el ayak durmuyorki titriyorum heyecandan,
reis üzerine git motorla dedim böyle olmayacak balık gelmiyor yorulmuyor bişey yapamıyorum ve korkuyorum araya bi tekne girse gitti balık.
uğraş uğraş balığı tekneye aldık ve ben ön tarafa yıkıldım kaldım
kıyıya giderken reis bu balık 93 cm i geçer diyor kıyıya yanaştık herkes bizi seyrediyor haber kıyıya çoktan gitmiş gün pazar günü sahil kalabalık herkes yazlıkta tanıdık tanımadık beni seyrediyor
balığı aldım ölçüme geçtik balık 92 cm geldi reis başladı horon tepmeye
heyyy gidi günler heyyy ahhh ahhh.
teşekkürler ahmet abim.
(daha çookkk anımız var da işte resimlere bile bakamıyorumki)
LeVrEkCi yazdı:hemen anlatayım çünkü gerçekten özeldir,
reisle beraber balıktayız,
2 tane ufak tam levreklik isparimiz var baba birini sen tak birini ben takayım dedim,
reis olmaz dedi sen ispari tak ben istavritle alacağım levreği dedi..
ya baba tak şu ispariyi dedim ama reis bu ,
biraz bekledikten sonra tam büyük levreklerin olduğu sudayız ve benim oltama balık bindi ama nasıl gidiyor 1 hafta önce kaçırdıgım levrekten dolayı 200 metre misinam var salıyorum gidiyor..
baba dedim bu büyük bir sinarit levrek bu kadar hızlı gitmez,reis ver ben alayım diyor ama ben duymuyorum bile..
baba dedim bu balık benim eğer sen çekersen ben kendimi yerim kaçsada kaçmasada ben çekeceğim dedim.
balık 100 metre öteden suyun üstüne çıktı yüzüyor sırtını görüyoruz benim el ayak durmuyorki titriyorum heyecandan,
reis üzerine git motorla dedim böyle olmayacak balık gelmiyor yorulmuyor bişey yapamıyorum ve korkuyorum araya bi tekne girse gitti balık.
uğraş uğraş balığı tekneye aldık ve ben ön tarafa yıkıldım kaldım
kıyıya giderken reis bu balık 93 cm i geçer diyor kıyıya yanaştık herkes bizi seyrediyor haber kıyıya çoktan gitmiş gün pazar günü sahil kalabalık herkes yazlıkta tanıdık tanımadık beni seyrediyor
balığı aldım ölçüme geçtik balık 92 cm geldi reis başladı horon tepmeye
heyyy gidi günler heyyy ahhh ahhh.
teşekkürler ahmet abim.
(daha çookkk anımız var da işte resimlere bile bakamıyorumki)
Ben bu konuyu açtığımda buna benzer birşey senden bekliyordum.Tahminim doğru çıktı.
Allah rahmet eylesin...Mekanı cennet olsun...Eğer görüyorsa şu anda çok mutlu olmuştur..Çünkü bizlerde bile bir yeri vardır..
yil 1987...
daha eski teknem KALIPSO var...uzerinde 15 lik EVINRUDE`m..
Kasim-aralik aylari...
Taso arkadasim ile 100 kancalik (kucuk normal kanca) atherina(gumus baligi) ile yemli paragat atiyoruz...levrek icin
bu gun oglen atiyoruz,yarin ki gun oglen islerimizden ciktiktan sonra topluyoruz..
kucuk kanca atiyoruz,cunku gumus baligi buyuk kanclara yemlendiginde,kancayi kapamiyor..
orta boy levrekler,bazen kalkan...kolyos,istavrit..cikardigimiz baliklar
fakaaaaat..
yine bir paragat attik...cay agzina....
toplamaya gittigimizde denizde kaba dalga var...
paragat toplamaya basladik,biraz onumuzde buyuk bir baligin suyun uzerinde cirpindigini goruyoruz..insallah bizim paragattadir diyoruz...pargatin uzerinde agirliklar oldugundan misinadan daha hissetmiyorum..yaklastigimizda,baligin paragatin uzerinde oldugunu farkediyoruz...
balik yeni tutulmus,cok buyuk...hemen oraya bir agirlik ve bir samandira koyup..paragati kesip..diger ucundan toplamaya gidiyoruz..hic olmazsa balik biraz yorulsun diye..
diger taraftan toplayarak geliyoruz...tekrar baligin yanindayiz...
baliga yakin son kanclari kesip topluyorum..ana misineden kalama verebilmek icin...
baligin kepceye girmesi imkansiz...teknenin dolabindan zipkini cikariyorum...
20-30 dakika bir ugrastan sonra,bir sekilde atisimi yapiyor..baligi vuruyorum...
cikardigimizda kuzu gibi bir levrek...
kanca,baligin dudaginda,paragatin ana misinesini gergin olarak ceksem,yani baligin uzerine tekne ile gitmeyip...baligi kendimize cekmis olsak..balik su anda fotolarda olmayacakti..
eve geldigimizde cekiyoruz...balik 7800gr geliyor
............................................................................... Ahmet abi,konu icin tesekkurler.. eski gunlere goturdun bizleri
[SIGPIC][/SIGPIC][SIZE=1]Bir kisiye balik verecegine,balik tutmayi ogret[/SIZE]
yıl 1986..
babam eski dükkanda ne zaman danaburnu dediğimiz mahlukatla haşır neşir oluyorsa o gece Sapanca gölünde yayınlara pusu var demekti,o gecelerin sabahında uyanıp buzdolabına bakmak heyecanlıydı, her zaman dolu olmazdı ama çoğunlukla bıyıklıyı görürdük dolapta..
en nihayetinde bir akşam bende geleceğim dedim, kardeşimde atladı tabi hemen bende bende diye,,,peder la dayanamaz uyur kalırsınız dedi, haliyle çocuğuz tabi dinlermiyiz..
gölün kenarına geldiğimizde etraf sessiz,su çarşaf gibi durgun ve göktede tepsi gibi ay vardı, peder ; bu gece biraz zor ama genede atalım oltaları deyip danaburunlarını kancalara taktıktan sonra dip oltalarını sırayla suya salladı..boşluklarını aldıktan sonra misinaları kardeşimle benim elime tutuşturdu..
resmen 2-3 saat hiçbir hareket olmadan oturunca o sessizlikte öyle bir uyku bastırdı ki karşı gelebilene aşkolsun..bende gelememiş olacağımki oturduğum kayadan aşşağı çekilerek uyandım, elimdeki misina elimi sıkıp acıtmaya başlamıştı çünkü ucunda büyüklüğünü sadece tahmin edebileceğim bir byıklı misinayı dört döndürüyordu..
babama yetiş demeye kalmadan gergin misina bir anda boşaldı ve bizim bıyıklı selametleyi çekip sır oldu.. peder bana balık vurduğu zaman ne yapmam gerekir nasıl yapmam gerekir anlatırken kardeşim bağırmaya başladı; baba geliyor diye..
ve geldi de,, şimdi çok büyük gelmesede o zaman devasa olarak gözüme görünen 7,5 kiloluk yayın kıyıdaydı.. 2 dakika içinde bir yayını kaçırıp diğerini çekmiştik, daha doğrusu ben kaçırıp kardeşim balığı yakalamıştı..
o yaşta hafiftende olsa kıskanmıştım ama o gece zehiri almıştım, çünkü bu benim ilk balık avımdı ve oltada balığı hissetmiştim sonuçta
diğer avlardan pek aklımda kalan yok ama bu ilk olanı unutamam...bazen iyikide kaçırmışım diyorum,yoksa hırs yapıp bu işi devam ettiremezdim, kardeşim benim kadar balıkla alakadar değil şu an çünkü
............................ Konu için teşekkürler Ahmet abi
ustam61 yazdı:8-9 yıl öncesi.sürekli gittiğim,her gittiğimde de koca bir sazanın gezdiğini görüp iç geçirdiğim bir gölet.öğlen vakitleri ,hava sıcak,bütün balıklar ağaç gölgelerine sığınmış güneşten korunuyorlar.herzamanki gibiönce bayat ekmekle yemleme yaptım sonra şamandıralı 2olta suyun yüzüne,2 tanede dip oltası derine attım.sandalyeme oturdum küçük bir şemsiyem var onuda kafama yakın sandalyenin bacağına bağladım.o sıcakta balıklar ağaç gölgesinde ben şemsiyenin altında bekleşiyoruz.arada bir gölgeden çıkan sürü geziyor geri geliyor.sıcaktan gaflet basıyor,gözüm açık ama gönlüm uyukluyor.bir şakırtı ile uyanıyorum,şamandıralı oltanın birisi suya doğru sürükleniyor bir taraftanda makaradan misina boşalıyor.hemen kamışı yakalıyorum.şanzımanı azıcık daha boşa alıyorum ki balık rahat gitsin.150 metre kadar 040 misina sarılı olan makina o kadar güzel cızırdıyorki insanı mest ediyor.balık durdu misina açılmıyor artık.şanzımanı biraz sıkıp başlıyorum sarmaya.epey zor geliyor sanki bir kütüge takılmış gibi.yolu yarıladığında gezelemeye başlıyor balık.misinama ve iğnelerime güveniyor sarmaya devam ediyorum.20 metre kadar kala şamandırayı suyun yüzünde görüyorum fakat balığı göremiyorum.en uç iğne şamandıradan 3 karış ilerde olduğuna göre balığı görmem lazım ama iğnede balık yok.zorlama görünce şanzımanı tekrar açıyorum tekrar başlıyor misina boşalmaya.her seferi 10 dakikadan az olmamak kaydıyla 3-4 kez tekrarlıyorum sar boşalt olayını.ama aklım hep balık nerde?benim iğnelerde balık yok ama nerde?benden 40 metre kadar uzağımda şamandıram.2 metre kadar ilerde koca bir sazan suyun yüzünde yatmış geliyor.acele ediyor hızlı sarıyorum.benim 3 iğne de suyun yüzünde ,balıkta 2 metre kadar ilerde.şamandıram kıyıya 3-4 metre yaklaştığında benim son iğneye takılı bir iğne gördüm.balıkta beni gördü huysuzlanmaya başladı.şanzımanı tekrar daha az salacak şekilde açtım.10-15 metre kadar gitti durdu.kalbim ne biçim atıyor ya iğne iğneden kurtulursa benim yarım saatten fazla uğraştığım boşa giderse diye.tekrar sarıyorum.kıyıya kadar gelen şamandıramı ve 3. iğneyi elime alıyorum ve takılı olan iğnenin misinasını yakalıyorum.bu arada sazan iyice şişmiş "al beni artık kıyıya" der gibi suyun yüzüne yatmış kuyruğunu oynatıyor sadece.kepcem yok hemen 2-3 taşın arasına çekip baş parmağımı balığın ağzına orta parmağımı kulağına sokup sudan çıkarıyorum balığı.sudan uzak bir yere götürüp bırakıyor,hemen öteki oltaları topluyorum.bu arada etrafta kimse kalmamış herkes başıma üşüşmüş tebrik ediyorlar göletde bu kadar büyük sazan görmediklerini söylüyorlar.oltalar çantaya konduktan sonra balığın yanına gidip ağzındaki oltayı çıkarttım 2 metre kadar misinada 4 iğne var.balık en uçtaki iğneye yakalanmış en sondaki iğnede benim oltaya yakalanmış.inanın sazan 1 metreden büyük kambur sazan.arabamın arkasına 2 gazete kağıdı serdim balığı bagaja koydum.eve gelene kadar arkada horon tepti.unutamadığım en güzel avım buydu bence.
Çok güzel bir anı Sevgili Hayrettin Ustam..
Gerçekten büyük tesadüfler oluyor avcılıkta..İnanılmayacak olaylar..Sen de bunlardan birini yaşamışsın.
Güzel anlatımına ve konuya ilgine çok teşekkür ederim..
tedirgin SaZaN yazdı:yıl 1986..
babam eski dükkanda ne zaman danaburnu dediğimiz mahlukatla haşır neşir oluyorsa o gece Sapanca gölünde yayınlara pusu var demekti,o gecelerin sabahında uyanıp buzdolabına bakmak heyecanlıydı, her zaman dolu olmazdı ama çoğunlukla bıyıklıyı görürdük dolapta..
en nihayetinde bir akşam bende geleceğim dedim, kardeşimde atladı tabi hemen bende bende diye,,,peder la dayanamaz uyur kalırsınız dedi, haliyle çocuğuz tabi dinlermiyiz..
gölün kenarına geldiğimizde etraf sessiz,su çarşaf gibi durgun ve göktede tepsi gibi ay vardı, peder ; bu gece biraz zor ama genede atalım oltaları deyip danaburunlarını kancalara taktıktan sonra dip oltalarını sırayla suya salladı..boşluklarını aldıktan sonra misinaları kardeşimle benim elime tutuşturdu..
resmen 2-3 saat hiçbir hareket olmadan oturunca o sessizlikte öyle bir uyku bastırdı ki karşı gelebilene aşkolsun..bende gelememiş olacağımki oturduğum kayadan aşşağı çekilerek uyandım, elimdeki misina elimi sıkıp acıtmaya başlamıştı çünkü ucunda büyüklüğünü sadece tahmin edebileceğim bir byıklı misinayı dört döndürüyordu..
babama yetiş demeye kalmadan gergin misina bir anda boşaldı ve bizim bıyıklı selametleyi çekip sır oldu.. peder bana balık vurduğu zaman ne yapmam gerekir nasıl yapmam gerekir anlatırken kardeşim bağırmaya başladı; baba geliyor diye..
ve geldi de,, şimdi çok büyük gelmesede o zaman devasa olarak gözüme görünen 7,5 kiloluk yayın kıyıdaydı.. 2 dakika içinde bir yayını kaçırıp diğerini çekmiştik, daha doğrusu ben kaçırıp kardeşim balığı yakalamıştı..
o yaşta hafiftende olsa kıskanmıştım ama o gece zehiri almıştım, çünkü bu benim ilk balık avımdı ve oltada balığı hissetmiştim sonuçta
diğer avlardan pek aklımda kalan yok ama bu ilk olanı unutamam...bazen iyikide kaçırmışım diyorum,yoksa hırs yapıp bu işi devam ettiremezdim, kardeşim benim kadar balıkla alakadar değil şu an çünkü
............................ Konu için teşekkürler Ahmet abi
Sevgili Ömer...
Hani derler ya..Her işte bir hayır arayacaksın diye..Senin olay da öyle bir şey..Belki de o gün balığı tutsan ,şimdi burada olmayacaktın.
Kaçırdın da acısı geçmiyor değil mi...Geçmez...Asla da geçmeyecek..Nerden mi biliyorum...İçime doğdu...
Çok güzel ve ders alınacak bir hatıra..Konuya katkılarına ben teşekkür ederim..
ustam61 yazdı:olta ile olsun tüfek ile olsun mutlaka her avcının başından ilginç olaylar geçmiştir.Böyle bir konu açıp bizlere eskileri hatırlattığınız ve anlatma fırsatı verdiğiniz için TEŞEKKÜR bizden.
Sağolasın Ustam..
Ben ne kadar konu açarsam açayım,sizin katkılarınız olmadan ,asla değeri olmaz.Teşekkürü hak eden Arkadaşlarımızdır.
Dünkü balık avımız kolay unutulmayacak her halde.Gerçi tek kişilik ve bağımsız değil ama farklı konu başlığında.Konu sakinleşince buraya taşırız arkadaşların onayıyla belki.Ne dersin Ahmet Abicim.