02-11-2012, 18:03
24 Mart 2011 Sivrice,
Sırtı ile Sinarit avlarım hakkında, nasıl avlanır ve kullandığım takımlar.
![[Resim: 19m61j.jpg]](http://i44.tinypic.com/19m61j.jpg)
Günaydın Genç amatör balıkçı Ercan kardeşim, sabah, sabah sizlerden genç kardeşlerimizden çocuklarımızdan, böyle güzel bir cümleyle karşılaşmak çok güzel, haliyle bu güzel övgüler, beni bu balıkçılık ve balık avlarımın daha derinliklerine götürüyor ve sinarit avları ile ilgili bir yazıyı sizlere yazmaya başlıyorum. Burada sizler gibi genç kardeşlerimle de olmaktan son derece mutluluk duyuyorum senelerin birikimi olan hayatımı , yaşam tarzımı, denizi balıkları ve balık avlarımı sizlerle paylaşmak ve bugün variz yarın yokuz felsefesi ile geride her zaman bir hoş seda bırakıp güzel anılarla anılmak.......iyiki varsınız.
Bugün 24 Mart 2011 güzel bir Sivrice sabahı, biraz bahçede yürüyüş yaptım, kedim Cızbız ve köpeğimle de biraz oynadım, şimdi kahvemi yudumluyorum ve sizlerle beraberim.
Hepinizin bildiği gibi uzun senelerden beri Çanakkale ayvacık, Sivrice'de yaşamaktayım, buraya gelmemin asıl nedeni, güzel denizi ve bol balığı olduğu içindir, havalar ve deniz müsaitse, bende hasta ve yorgun değilsem hemen denize teknem ile balık avına çıkarım.
Denizde tekne ile yaptığım avlarımı üçe ayırırım, Sırtı avlarım, çapari avlarım ve yemli olta ile dip avlarım, her üç avında zevki ve heyecanı değişiktir, ben sizlere bugün sırtı ile Sinarit avlarımdan bahsetmek istiyorum.
Yöremiz Kuzey ege balık açısında çok bereketlidir, Sinarit ise bu kıyıların balığıdır, 14 kiloya kadar büyükleri olduğu söylenir ben 11 kiloluğunu gördüm ve 4.700 gr olanınıda tuttum.
Sinaritin en fazla olduğu aylar, Ağustos, eylül , ekim ve kasım,
sonra biraz seyrekleşir, Nisan mayıs, haziranaın ortalarına kadar yapar, fakat bu arada kıyılarda yaşayan yerli sinarit olarak tebir edilenlerde azda olsa bu aylar dişindada av verdikleri olmuştur.
Sinaritler daha ziyade denizin dibinde avlarını arayarak bulan ve hayatlarını taşlıklar ve eriştelikler arasında geçiren balıklardır, örneğin kabuklu yengeçler, iskorpit,çarpan ve diğer sert yapılı dip balıkları ile beslenirler,en çok sevdiği yem 8 cm civarında olan iskorpitlerdir, buna hayatta hayır demezler ve gördükleri anda saldırırlar, Sinaritin en güzel canlı yemlerinden biri iskorpittir.
Ocak ayında itibaren iki ay kadar ağızlarında oluşan kurtlar yemek yemesini engeller bu zaman zarfında hiç yeme saldırmazlar derler, eski balıkçı abilerimiz, sonra bu kurtları ağzından atarlar ve kocaman kocaman sinaritler yemlere saldırmaya başlarlar ve oltamıza takılaırlar.
Olta balıkçılığında sinariti burada iki türlü avlarız, birncisi bırakma tabir ettiğimiz, canlı yemle kıyıdan uzun birakma, bu kıyıdan 300 metre uzaklara canlı bir iskorpiti veya küçük bir gelin balını veya bir hannozu yem olarak kulanılan ucunda tek sinarit iğnesine takılmış çanlı iskorpitle veya başka canlı bir balıkla yapılır, suyun içersinde saatlerce ölmeyen bir iskorpit balığını solungaçlarında geçirip yanağının hemen yanından çıkaracağınız 3 cm bir sinarit iğnesine 050 sağlam bir misinaya 10 metre kadar bir beden ekleyerek ve gerisine 1.2o yumuşak bir misina 350 400 metre kadar, bu avı şu şekilde yapabiliriz, kıyıdan bir tekne veya küçük bir kayıkla alacağın yemli takımı 300 metre uzaklıkta denizin aniden derinleşen yerlerine biraz taşlık ve biraz eriştelik olan yamaç yerlerine takım götürülerek birakılır,eriştelerin ve otları üstüne gelmemesine dikkat edelir, oltanın bir ucuda tekrar karaya getirilir, bu takıma hiç ağılık bağlanmaz, kalın olan misina kendiliğinden denizin dibine çökecektir, canlı yemimiz ise kayalıkların veya taşlıkların üzerinde devamlı kımıldayarak hareket halınde olacaktır, bunu gören sinarit hemen yemi kapacaktır ve ilk hamdede 10 metre yemi çekip açıklara gidecektir burada yemi mideye indirecektir, bu avın püf noktalarından biri sahile misinamızı takacağımız bir küçük çubuk ve bırakacağımız 15 metre kadar kalama, balık ilk vuruşta bu kalamanın 10 metre kadar olan kısmını alıp götüsecektir ve çubukta yere düşmüş olacaktır, işte bundan sonra balık oltadadır, gelirken her ne kadar mücadele etsede kısa biz süre sonra Sinarit bu duruma çok içerleyip gururundan çatlayacaktır, yavaş, yavaş çekilerek sinariti karaya alırsınız, sabah saatlerinde atılan takım öğleden sonra 15.00 saatlerinde kaldırılmalıdır, bu avın aynısını yemden 50 metre sonraya bir şamadıra takıp küçük bir ağılıkla denizdede bırakma şeklinde uygulanabilir.
Sinaritin diğer avlanma şekli Sahte balıkla ve canlı yemle yapılan sırtı avıdır, ben bu sırtı avını sahte yemler yani rapala ile yapanlardanım, bunun nedeni ise ilk başta bu ava çok alıştım, diğer canlı yemi bulması çok zor olduğunda benimde biraz bu konuda sabrımın az olmasından bana daha kolay gelen rapala ile sırtı avını yapıyorum.
Sinarite sırtı çekmek, dediğim gibi sinarit denizin derinliklerinde yarım metrelik yerlerde avını kovalayan gayet rahat bir balıktır, yem için fazla koşturmayan bir balıktır, önüne gelen yeme de hayır demez ve küt diye saldıran bir balıktır, Sinaritin meralarımızda bulunduğu yerleri senelerin vermiş olduğu tecrübe ile ezbere bilirim bu yerler nokta yerler değildir, derinlikleri aynı olan daha ziyade sığlıkların parelelerinde aynı derinlklerde yemlenen balıkların yerleridir, belirli caddeler üzerinde dolaşırken oltaya ani bir vuruş yaparlar, gelirker fazla hırçınlaşmazlar kendilerini bırakırlar çok kısa bir sürede çatlarlar, bir barakuda bir torik bir akya gibi değilledir, çekerken önemli olan balığın bir taşın altına girmemesine dikkat edilmelidir,Sinarit biraz dalgalı ve biraz akıntılı suları sever, zira suyun altındaki hareketler küçük böcekleri ve yemleri hareketlendirirler o zaman meydana çıkan sinaritler yanından geçen sahteyi görür görmez ani bir hareketle kapar, daha ziyade açık ve güneşli havaları sever, kapalı havalardan fazla hoşnmaz, zaten bizlerde hoşlanmayız,bizlerde daha ziyade açık ve güneşli havalarda avlanırız.
Gelelim Sinariti sırtı ile rapala takarak avlanmasına,
(Sinarit avlarında kullandığım rapalalarımı ve kullandığım takımımı sizlerle paylaşmak istiyorum.)
Ben sırtı avını teknemden rapala çekerek yaparım, Sinaritler çok hassas balıklardır, daha ziyede gündüzleri av verirler, onun için kalın misina, kalın ve kaba takımlarla sinarit avlamak çok zordur, bence en fazla 035 veya 040 çok kaliteli yani çekeri çok fazla olan misinadan ön beden yaparım, bu misinanın en az on metreden fazla olmasına dikkat ederim, Sinarite sırtı çekerken hızımın rolantide veya çok az üzerinde olmasına dikkat ederim, belirli yerlerde 90 derece dönerek yön değiştiririm, bu dönemeçlerde rapalaya iki değişik hareket getirecektir, birincisi rapala biraz daha dibe doğru gidecektir, ikincisi ise yan gelerek hareketine devam edecektir, rapalaya bu dönüşler fazladan iki aksiyon daha kazandıracak ve sinariti daha çok cezbedecektir, sinarite sırtı çekerken çok önemli iki noktaya dikkat etmenizi isterim birinci nokta devamlı dalganın geldiği tarafa veya akıntının geldiği tarafa doğru avlanmakta fayda vardır, ben bu şekilde her zaman çok randıman almışımdır, ikincisi ise güneşi devamlı arkanıza alıp sırtı çekmeye bakın, denizin dibinde parlayan rapalayı güneştende rahatsızlanp onu gerçek balık zannederek saldırmasınıda unutmamak gerekir,
Sinarit en çok hafif poyraz havaları çok sever, 7 veya 8 metrelerde taşlıklı kayalıklı yerler en çok sinarit aldığım yerlerdir, sinarite çekerken saldığınız toplam misina 30 metre civarında olması şansınızı çoğaltır ama ilk vuruş anında hazırda bulundurduğunuz 5 metre kadar kalamayı hemen kullanmak gerekir,
ben daha ziyade sırtı avlarımda kamış kullanmam kullanan arkadaşlarada aynen devam etmesini söylerim, elle balık avlamak bana daha çok zevk veriyor, hemde çok alıştım , sağ bileğimde sırtı yapa yapa kemik ermesi olmuş, ama bana fazla bir problem yaratmıyor, devamlı elle sırtı çekmeye devam.
Sırtı avlarında senelerin vermiş olduğu tecrübe ile şunu öğrendim, Sırtı ile balık avlayacaksan hangi balık için sırtı çekeceğini planını yapacaksın ve ona göre sadece o avda tutacağın balığı düşünmelisin, Sinarite sırtı çekiyorsan devamlı denizin dibinden gideceksin ve dipten bir metrenin üstüne çıkmayacaksın, işte sinarit avıda kendi gibi çok hassas bir av,sizlere bilgi ve tecrübe dağarcığımdan oluşturduğum bu Sinarit avı hakkında yazım ile biraz faydalı olduysam ne mutlu bana,gene yeni yetişen gençö balıkçı kardeşlerime sesleniyorum, benim yapmış olduğum balık avlarım ile ilgili sorularınızı bilmek istediklerinizi bana yazabilirsiniz, hepinize güzel avlar dilerim, sevgiler, hoşçakalın.
Bu Sinarit avı kendi yapmış olduğum avlardır, bu avlarımdan edindiğim kendi bilgilerim uygulamalarım ve tecrübelerimdir, lütfen kopya edilmemesi rica olunuz,
fakat alıntı olarak her zaman her yerde kullanabilirsiniz.
![[Resim: 0023g.jpg]](http://img560.imageshack.us/img560/2218/0023g.jpg)
Uploaded with ImageShack.us
![[Resim: srttakm.jpg]](http://img683.imageshack.us/img683/5934/srttakm.jpg)
Uploaded with ImageShack.us
![[Resim: 008ukw.jpg]](http://img121.imageshack.us/img121/1916/008ukw.jpg)
![[Resim: 0011yg.jpg]](http://img291.imageshack.us/img291/7489/0011yg.jpg)
![[Resim: 015vmc.jpg]](http://img683.imageshack.us/img683/519/015vmc.jpg)
Sırtı ile Sinarit avlarım hakkında, nasıl avlanır ve kullandığım takımlar.
![[Resim: 19m61j.jpg]](http://i44.tinypic.com/19m61j.jpg)
Günaydın Genç amatör balıkçı Ercan kardeşim, sabah, sabah sizlerden genç kardeşlerimizden çocuklarımızdan, böyle güzel bir cümleyle karşılaşmak çok güzel, haliyle bu güzel övgüler, beni bu balıkçılık ve balık avlarımın daha derinliklerine götürüyor ve sinarit avları ile ilgili bir yazıyı sizlere yazmaya başlıyorum. Burada sizler gibi genç kardeşlerimle de olmaktan son derece mutluluk duyuyorum senelerin birikimi olan hayatımı , yaşam tarzımı, denizi balıkları ve balık avlarımı sizlerle paylaşmak ve bugün variz yarın yokuz felsefesi ile geride her zaman bir hoş seda bırakıp güzel anılarla anılmak.......iyiki varsınız.
Bugün 24 Mart 2011 güzel bir Sivrice sabahı, biraz bahçede yürüyüş yaptım, kedim Cızbız ve köpeğimle de biraz oynadım, şimdi kahvemi yudumluyorum ve sizlerle beraberim.
Hepinizin bildiği gibi uzun senelerden beri Çanakkale ayvacık, Sivrice'de yaşamaktayım, buraya gelmemin asıl nedeni, güzel denizi ve bol balığı olduğu içindir, havalar ve deniz müsaitse, bende hasta ve yorgun değilsem hemen denize teknem ile balık avına çıkarım.
Denizde tekne ile yaptığım avlarımı üçe ayırırım, Sırtı avlarım, çapari avlarım ve yemli olta ile dip avlarım, her üç avında zevki ve heyecanı değişiktir, ben sizlere bugün sırtı ile Sinarit avlarımdan bahsetmek istiyorum.
Yöremiz Kuzey ege balık açısında çok bereketlidir, Sinarit ise bu kıyıların balığıdır, 14 kiloya kadar büyükleri olduğu söylenir ben 11 kiloluğunu gördüm ve 4.700 gr olanınıda tuttum.
Sinaritin en fazla olduğu aylar, Ağustos, eylül , ekim ve kasım,
sonra biraz seyrekleşir, Nisan mayıs, haziranaın ortalarına kadar yapar, fakat bu arada kıyılarda yaşayan yerli sinarit olarak tebir edilenlerde azda olsa bu aylar dişindada av verdikleri olmuştur.
Sinaritler daha ziyade denizin dibinde avlarını arayarak bulan ve hayatlarını taşlıklar ve eriştelikler arasında geçiren balıklardır, örneğin kabuklu yengeçler, iskorpit,çarpan ve diğer sert yapılı dip balıkları ile beslenirler,en çok sevdiği yem 8 cm civarında olan iskorpitlerdir, buna hayatta hayır demezler ve gördükleri anda saldırırlar, Sinaritin en güzel canlı yemlerinden biri iskorpittir.
Ocak ayında itibaren iki ay kadar ağızlarında oluşan kurtlar yemek yemesini engeller bu zaman zarfında hiç yeme saldırmazlar derler, eski balıkçı abilerimiz, sonra bu kurtları ağzından atarlar ve kocaman kocaman sinaritler yemlere saldırmaya başlarlar ve oltamıza takılaırlar.
Olta balıkçılığında sinariti burada iki türlü avlarız, birncisi bırakma tabir ettiğimiz, canlı yemle kıyıdan uzun birakma, bu kıyıdan 300 metre uzaklara canlı bir iskorpiti veya küçük bir gelin balını veya bir hannozu yem olarak kulanılan ucunda tek sinarit iğnesine takılmış çanlı iskorpitle veya başka canlı bir balıkla yapılır, suyun içersinde saatlerce ölmeyen bir iskorpit balığını solungaçlarında geçirip yanağının hemen yanından çıkaracağınız 3 cm bir sinarit iğnesine 050 sağlam bir misinaya 10 metre kadar bir beden ekleyerek ve gerisine 1.2o yumuşak bir misina 350 400 metre kadar, bu avı şu şekilde yapabiliriz, kıyıdan bir tekne veya küçük bir kayıkla alacağın yemli takımı 300 metre uzaklıkta denizin aniden derinleşen yerlerine biraz taşlık ve biraz eriştelik olan yamaç yerlerine takım götürülerek birakılır,eriştelerin ve otları üstüne gelmemesine dikkat edelir, oltanın bir ucuda tekrar karaya getirilir, bu takıma hiç ağılık bağlanmaz, kalın olan misina kendiliğinden denizin dibine çökecektir, canlı yemimiz ise kayalıkların veya taşlıkların üzerinde devamlı kımıldayarak hareket halınde olacaktır, bunu gören sinarit hemen yemi kapacaktır ve ilk hamdede 10 metre yemi çekip açıklara gidecektir burada yemi mideye indirecektir, bu avın püf noktalarından biri sahile misinamızı takacağımız bir küçük çubuk ve bırakacağımız 15 metre kadar kalama, balık ilk vuruşta bu kalamanın 10 metre kadar olan kısmını alıp götüsecektir ve çubukta yere düşmüş olacaktır, işte bundan sonra balık oltadadır, gelirken her ne kadar mücadele etsede kısa biz süre sonra Sinarit bu duruma çok içerleyip gururundan çatlayacaktır, yavaş, yavaş çekilerek sinariti karaya alırsınız, sabah saatlerinde atılan takım öğleden sonra 15.00 saatlerinde kaldırılmalıdır, bu avın aynısını yemden 50 metre sonraya bir şamadıra takıp küçük bir ağılıkla denizdede bırakma şeklinde uygulanabilir.
Sinaritin diğer avlanma şekli Sahte balıkla ve canlı yemle yapılan sırtı avıdır, ben bu sırtı avını sahte yemler yani rapala ile yapanlardanım, bunun nedeni ise ilk başta bu ava çok alıştım, diğer canlı yemi bulması çok zor olduğunda benimde biraz bu konuda sabrımın az olmasından bana daha kolay gelen rapala ile sırtı avını yapıyorum.
Sinarite sırtı çekmek, dediğim gibi sinarit denizin derinliklerinde yarım metrelik yerlerde avını kovalayan gayet rahat bir balıktır, yem için fazla koşturmayan bir balıktır, önüne gelen yeme de hayır demez ve küt diye saldıran bir balıktır, Sinaritin meralarımızda bulunduğu yerleri senelerin vermiş olduğu tecrübe ile ezbere bilirim bu yerler nokta yerler değildir, derinlikleri aynı olan daha ziyade sığlıkların parelelerinde aynı derinlklerde yemlenen balıkların yerleridir, belirli caddeler üzerinde dolaşırken oltaya ani bir vuruş yaparlar, gelirker fazla hırçınlaşmazlar kendilerini bırakırlar çok kısa bir sürede çatlarlar, bir barakuda bir torik bir akya gibi değilledir, çekerken önemli olan balığın bir taşın altına girmemesine dikkat edilmelidir,Sinarit biraz dalgalı ve biraz akıntılı suları sever, zira suyun altındaki hareketler küçük böcekleri ve yemleri hareketlendirirler o zaman meydana çıkan sinaritler yanından geçen sahteyi görür görmez ani bir hareketle kapar, daha ziyade açık ve güneşli havaları sever, kapalı havalardan fazla hoşnmaz, zaten bizlerde hoşlanmayız,bizlerde daha ziyade açık ve güneşli havalarda avlanırız.
Gelelim Sinariti sırtı ile rapala takarak avlanmasına,
(Sinarit avlarında kullandığım rapalalarımı ve kullandığım takımımı sizlerle paylaşmak istiyorum.)
Ben sırtı avını teknemden rapala çekerek yaparım, Sinaritler çok hassas balıklardır, daha ziyede gündüzleri av verirler, onun için kalın misina, kalın ve kaba takımlarla sinarit avlamak çok zordur, bence en fazla 035 veya 040 çok kaliteli yani çekeri çok fazla olan misinadan ön beden yaparım, bu misinanın en az on metreden fazla olmasına dikkat ederim, Sinarite sırtı çekerken hızımın rolantide veya çok az üzerinde olmasına dikkat ederim, belirli yerlerde 90 derece dönerek yön değiştiririm, bu dönemeçlerde rapalaya iki değişik hareket getirecektir, birincisi rapala biraz daha dibe doğru gidecektir, ikincisi ise yan gelerek hareketine devam edecektir, rapalaya bu dönüşler fazladan iki aksiyon daha kazandıracak ve sinariti daha çok cezbedecektir, sinarite sırtı çekerken çok önemli iki noktaya dikkat etmenizi isterim birinci nokta devamlı dalganın geldiği tarafa veya akıntının geldiği tarafa doğru avlanmakta fayda vardır, ben bu şekilde her zaman çok randıman almışımdır, ikincisi ise güneşi devamlı arkanıza alıp sırtı çekmeye bakın, denizin dibinde parlayan rapalayı güneştende rahatsızlanp onu gerçek balık zannederek saldırmasınıda unutmamak gerekir,
Sinarit en çok hafif poyraz havaları çok sever, 7 veya 8 metrelerde taşlıklı kayalıklı yerler en çok sinarit aldığım yerlerdir, sinarite çekerken saldığınız toplam misina 30 metre civarında olması şansınızı çoğaltır ama ilk vuruş anında hazırda bulundurduğunuz 5 metre kadar kalamayı hemen kullanmak gerekir,
ben daha ziyade sırtı avlarımda kamış kullanmam kullanan arkadaşlarada aynen devam etmesini söylerim, elle balık avlamak bana daha çok zevk veriyor, hemde çok alıştım , sağ bileğimde sırtı yapa yapa kemik ermesi olmuş, ama bana fazla bir problem yaratmıyor, devamlı elle sırtı çekmeye devam.
Sırtı avlarında senelerin vermiş olduğu tecrübe ile şunu öğrendim, Sırtı ile balık avlayacaksan hangi balık için sırtı çekeceğini planını yapacaksın ve ona göre sadece o avda tutacağın balığı düşünmelisin, Sinarite sırtı çekiyorsan devamlı denizin dibinden gideceksin ve dipten bir metrenin üstüne çıkmayacaksın, işte sinarit avıda kendi gibi çok hassas bir av,sizlere bilgi ve tecrübe dağarcığımdan oluşturduğum bu Sinarit avı hakkında yazım ile biraz faydalı olduysam ne mutlu bana,gene yeni yetişen gençö balıkçı kardeşlerime sesleniyorum, benim yapmış olduğum balık avlarım ile ilgili sorularınızı bilmek istediklerinizi bana yazabilirsiniz, hepinize güzel avlar dilerim, sevgiler, hoşçakalın.
Bu Sinarit avı kendi yapmış olduğum avlardır, bu avlarımdan edindiğim kendi bilgilerim uygulamalarım ve tecrübelerimdir, lütfen kopya edilmemesi rica olunuz,
fakat alıntı olarak her zaman her yerde kullanabilirsiniz.
![[Resim: 0023g.jpg]](http://img560.imageshack.us/img560/2218/0023g.jpg)
Uploaded with ImageShack.us
![[Resim: srttakm.jpg]](http://img683.imageshack.us/img683/5934/srttakm.jpg)
Uploaded with ImageShack.us
![[Resim: 008ukw.jpg]](http://img121.imageshack.us/img121/1916/008ukw.jpg)
![[Resim: 0011yg.jpg]](http://img291.imageshack.us/img291/7489/0011yg.jpg)
![[Resim: 015vmc.jpg]](http://img683.imageshack.us/img683/519/015vmc.jpg)
![[Resim: ekin049.jpg]](http://img854.imageshack.us/img854/1323/ekin049.jpg)
Orhan Küçükbiçmen 1950 İstanbul-Karagümrük