Değerli Arkadaşlar..
Bu güne kadar konu ile ilgili olmayan kişilerin yazdıklarına ve konuştuklarına bakınca gerçekte Alabalık avcılarının pek fazla tanınmadığını gördüm..Benim yakından tanıdığım biri olduğu için sohbet olması amacı ile bazı özelliklerini belirtmek istedim.
Konu başlığında olduğu gibi Alabalık avcıları gerçekten garip yaratıklardır.Tüm hayatları boyunca ,bir çok konuda ikilemde kaldıkları yetmezmiş gibi kendilerini dahi çözmekte çok güçlük çekerler.Her konumda mantıkları ile duyguları çatışır.Konuyu her iki yönden de incelediklerinde ,doğru gördükleri şeyler olduğundan , ne karar verirlerse versinler mutlaka kalbinin bir köşesinde küçük bir suçluluk duygusu barındırırlar.
Arkadaşlar ile toplanılır ve konuşulur………………………
Ertesi sabah ava gidileceği karara bağlandıktan sonra mutlaka tüm malzeme son bir kez elden geçer.Olabilecek en kötü senaryoya göre hazırlık yapılır.Hazırlıkların en sonuna yemek bırakılır.Su ise hiç düşünülmez.Alabalığın yaşayabildiği her su çok lezzetli ve içilecek bir sudur.Balık avında kullanılacak her malzemenin en az iki tane yedeği mutlaka bulunur.O harika av gününde çok sık rastlanan malzeme kayıplarının günü bozma ihtimali imkanlar ölçüsünde yok edilmeye çalışılır.
Saatler mutlaka buluşma saatine on beş dakika öncesinden hazır olacak şekilde hesaplanarak kurulur.Kesinlikle bir gün önceden Alkol almak gibi hatalar yapılmaz.Nihayet yatma vakti gelmiştir..Çok iyi bilinir ki iyi bir uyku ,ertesi gün iyi bir av demektir.Her konuda olduğu gibi ,disiplinli olmanın yararları bu konuda da görülmüştür.
Hava durumu raporu , yatmadan önce en son, en güvenilir kaynaklardan onaylanarak öğrenilir ve gün bitirilir……
Yatakta bu güne kadar öğrenilmiş tüm bilgiler bir kez daha gözden geçirilir.Nerede hangi takımın kullanılacağına karar verilir.Her avda mutlaka yeni bir deneme yapılması zorunlu prensip olduğundan bu avda nerede ve neyi deneyeceği fikir olarak düşünülür.Birden aklına ilk yardım kitini alıp almadığı gelir…Kalkıp bakar..Sırt çantasında her zamanki yerindedir...Hiç bir zaman güvenliği ikinci plana atmadığı için kazandığı şeyleri ve atlattığı tehlikeleri düşünür..
İnsan hayatının hakikaten bu kadar ince bir ipliğe bağlı olmasına hayret ederek uykuya dalar….
O kurulan saat hiçbir zaman uyurken çalmaz….Saat kendi içindedir….Kalkar ve saate bakar..Daha beş dakika vardır…Kahvaltının zevkine varmayı düşünür…Kandaki şeker oranının bütün gün görüntü netliği sağlayacağını bildiğinden , kahvaltıya reçel ile başlar..
Gözlerindeki bulanık görüntü yavaş yavaş netleşir…
Bugün ,o geçen sefer kendisini çok kurnazca atlatan balığı alıp alamayacağını düşünür.Balıkta bu kadar zeka olmasına hayret eder..Oltayı çekme sırasında devir farklılığı yapıp yapmadığını hayal eder.Balık 3 kere peşinden gelip oltayı neden almamıştır….Görünme ihtimali yoktur…Balığı birden kan davalısı gibi görür.. İntikam hisleri içini kaplar…Hatasını bir bulsa düzeltecektir ama…
Çalan korna sesi onu kendine getirir..Neler düşünmektedir..Bu hırsın doğru olmadığını düşünür..Dışarı çıkar …Arkadaşları onu beklemektedir..Karanlıktaki gölgelerden fire olmadığını anlar ve sevinir..Acele ile malzemeler arabaya yüklenir.Yol uzundur..
Tüm yol boyunca sadece balık konuşulur…Bir bakar ki herkes bir balık tarafından atlatılmış ve bunun yarasını taşımaktadır.Tek olmaması önce onu rahatlatır…Balığın büyüklüğünü düşünür…Yeniden hırslanır…
Yolda önlerine çıkan tavşan veya tilkiler konuyu dağıtır.Kaçmalarına izin verilerek takip edilir ve seyredilirler.
Yol sapağına gelince kabinin çarpmasına bir anlam veremez.Bu heyecanın balıktan olamayacağını düşünür.Kırk yılda bitmeyen heyecan olmaz der…Hormonal bir faaliyettendir diye karar varır..Buna kendisi de inanmaz…Ellerini uzatıp arkadaşlarına fark ettirmeden bakar..Titreme yoktur…Yaptıklarına içinden şaşırarak gülümser…
İneceği yere gelmiştir..Araçtan inip malzemeleri alarak ormana dalması sadece bir dakika sürer.Uzaklaşan aracın sesi artık akşama kadar yalnız başına olduğunu bir kere daha hatırlatır.
Zifiri karanlık ormanda hiçbir sıkıntı çekmeden yürümesini şartlara alışkın olmaya bağlar..Ayağı dala takılır….Kibirlenmeyi bırakıp daha dikkatli olması gerektiğini düşünür….Saate bakar havanın aydınlanması ile dereye inişi hesaplar …Doğru zamanda doğru yerdedir..Mutlu olur ve yola devam eder..
Derenin sesini duyar…………….
Vücudunda bir sıcaklık hisseder..Bu duyguyu çok yaşamıştır…Buna rağmen çok uzaklardaki sevdiğinin sesi gibi gelir…..Kavuşmak için hızlanır…Yürüdüğü zeminin aşağı doğru dikleşmesi geldiğinin işaretidir…..Kendini sağlama almak için tutunacak sağlam ağaçları işaretler ve dikkatlice dereye iner…Tulumun üstünden hissettiği soğuk su ısınmış vücudu normal hararete düşürüp dengeyi sağlar….
Dere kıyısında sırt çantasını çıkaracak bir yer bulur…Çantadan mepps kutusunu çıkartır…Atacağı çeşit bellidir ama o aynı cinsteki bir çok mepps’in içinden yenileri olmasına rağmen bir önceki avda çok balık tuttuğu, kullanılmış olanı seçer..Sanki onun tecrübesinden faydalanacaktır..Kaşığın tecrübesi olur mu der kendi kendine…Olsun ne zararı var ki diye düşünür ..Tekrar gülümser..
Makineye uygun kalınlık ve çeşitte misina makarası takılır ,kamışın halkalarından özenle geçirilerek mepps bağlanır..Her şey tamamdır.Bismillah diyerek sırt çantası sırta alınır ve ava başlanır..
Bu güne kadar konu ile ilgili olmayan kişilerin yazdıklarına ve konuştuklarına bakınca gerçekte Alabalık avcılarının pek fazla tanınmadığını gördüm..Benim yakından tanıdığım biri olduğu için sohbet olması amacı ile bazı özelliklerini belirtmek istedim.
Konu başlığında olduğu gibi Alabalık avcıları gerçekten garip yaratıklardır.Tüm hayatları boyunca ,bir çok konuda ikilemde kaldıkları yetmezmiş gibi kendilerini dahi çözmekte çok güçlük çekerler.Her konumda mantıkları ile duyguları çatışır.Konuyu her iki yönden de incelediklerinde ,doğru gördükleri şeyler olduğundan , ne karar verirlerse versinler mutlaka kalbinin bir köşesinde küçük bir suçluluk duygusu barındırırlar.
Arkadaşlar ile toplanılır ve konuşulur………………………
Ertesi sabah ava gidileceği karara bağlandıktan sonra mutlaka tüm malzeme son bir kez elden geçer.Olabilecek en kötü senaryoya göre hazırlık yapılır.Hazırlıkların en sonuna yemek bırakılır.Su ise hiç düşünülmez.Alabalığın yaşayabildiği her su çok lezzetli ve içilecek bir sudur.Balık avında kullanılacak her malzemenin en az iki tane yedeği mutlaka bulunur.O harika av gününde çok sık rastlanan malzeme kayıplarının günü bozma ihtimali imkanlar ölçüsünde yok edilmeye çalışılır.
Saatler mutlaka buluşma saatine on beş dakika öncesinden hazır olacak şekilde hesaplanarak kurulur.Kesinlikle bir gün önceden Alkol almak gibi hatalar yapılmaz.Nihayet yatma vakti gelmiştir..Çok iyi bilinir ki iyi bir uyku ,ertesi gün iyi bir av demektir.Her konuda olduğu gibi ,disiplinli olmanın yararları bu konuda da görülmüştür.
Hava durumu raporu , yatmadan önce en son, en güvenilir kaynaklardan onaylanarak öğrenilir ve gün bitirilir……
Yatakta bu güne kadar öğrenilmiş tüm bilgiler bir kez daha gözden geçirilir.Nerede hangi takımın kullanılacağına karar verilir.Her avda mutlaka yeni bir deneme yapılması zorunlu prensip olduğundan bu avda nerede ve neyi deneyeceği fikir olarak düşünülür.Birden aklına ilk yardım kitini alıp almadığı gelir…Kalkıp bakar..Sırt çantasında her zamanki yerindedir...Hiç bir zaman güvenliği ikinci plana atmadığı için kazandığı şeyleri ve atlattığı tehlikeleri düşünür..
İnsan hayatının hakikaten bu kadar ince bir ipliğe bağlı olmasına hayret ederek uykuya dalar….
O kurulan saat hiçbir zaman uyurken çalmaz….Saat kendi içindedir….Kalkar ve saate bakar..Daha beş dakika vardır…Kahvaltının zevkine varmayı düşünür…Kandaki şeker oranının bütün gün görüntü netliği sağlayacağını bildiğinden , kahvaltıya reçel ile başlar..
Gözlerindeki bulanık görüntü yavaş yavaş netleşir…
Bugün ,o geçen sefer kendisini çok kurnazca atlatan balığı alıp alamayacağını düşünür.Balıkta bu kadar zeka olmasına hayret eder..Oltayı çekme sırasında devir farklılığı yapıp yapmadığını hayal eder.Balık 3 kere peşinden gelip oltayı neden almamıştır….Görünme ihtimali yoktur…Balığı birden kan davalısı gibi görür.. İntikam hisleri içini kaplar…Hatasını bir bulsa düzeltecektir ama…
Çalan korna sesi onu kendine getirir..Neler düşünmektedir..Bu hırsın doğru olmadığını düşünür..Dışarı çıkar …Arkadaşları onu beklemektedir..Karanlıktaki gölgelerden fire olmadığını anlar ve sevinir..Acele ile malzemeler arabaya yüklenir.Yol uzundur..
Tüm yol boyunca sadece balık konuşulur…Bir bakar ki herkes bir balık tarafından atlatılmış ve bunun yarasını taşımaktadır.Tek olmaması önce onu rahatlatır…Balığın büyüklüğünü düşünür…Yeniden hırslanır…
Yolda önlerine çıkan tavşan veya tilkiler konuyu dağıtır.Kaçmalarına izin verilerek takip edilir ve seyredilirler.
Yol sapağına gelince kabinin çarpmasına bir anlam veremez.Bu heyecanın balıktan olamayacağını düşünür.Kırk yılda bitmeyen heyecan olmaz der…Hormonal bir faaliyettendir diye karar varır..Buna kendisi de inanmaz…Ellerini uzatıp arkadaşlarına fark ettirmeden bakar..Titreme yoktur…Yaptıklarına içinden şaşırarak gülümser…
İneceği yere gelmiştir..Araçtan inip malzemeleri alarak ormana dalması sadece bir dakika sürer.Uzaklaşan aracın sesi artık akşama kadar yalnız başına olduğunu bir kere daha hatırlatır.
Zifiri karanlık ormanda hiçbir sıkıntı çekmeden yürümesini şartlara alışkın olmaya bağlar..Ayağı dala takılır….Kibirlenmeyi bırakıp daha dikkatli olması gerektiğini düşünür….Saate bakar havanın aydınlanması ile dereye inişi hesaplar …Doğru zamanda doğru yerdedir..Mutlu olur ve yola devam eder..
Derenin sesini duyar…………….
Vücudunda bir sıcaklık hisseder..Bu duyguyu çok yaşamıştır…Buna rağmen çok uzaklardaki sevdiğinin sesi gibi gelir…..Kavuşmak için hızlanır…Yürüdüğü zeminin aşağı doğru dikleşmesi geldiğinin işaretidir…..Kendini sağlama almak için tutunacak sağlam ağaçları işaretler ve dikkatlice dereye iner…Tulumun üstünden hissettiği soğuk su ısınmış vücudu normal hararete düşürüp dengeyi sağlar….
Dere kıyısında sırt çantasını çıkaracak bir yer bulur…Çantadan mepps kutusunu çıkartır…Atacağı çeşit bellidir ama o aynı cinsteki bir çok mepps’in içinden yenileri olmasına rağmen bir önceki avda çok balık tuttuğu, kullanılmış olanı seçer..Sanki onun tecrübesinden faydalanacaktır..Kaşığın tecrübesi olur mu der kendi kendine…Olsun ne zararı var ki diye düşünür ..Tekrar gülümser..
Makineye uygun kalınlık ve çeşitte misina makarası takılır ,kamışın halkalarından özenle geçirilerek mepps bağlanır..Her şey tamamdır.Bismillah diyerek sırt çantası sırta alınır ve ava başlanır..