26-09-2006, 16:24
Asıl adı Goebendi. Alman Donanması için Hamburg Tersaneleri´nde yapılıp suya indiğinde tarihler 1911i gösteriyordu.186 metrelik gemi dönemin en büyük savaş gemilerinden biriydi ve Alman İmparatorluğunun İngilizler ile mücadele edebilmek için yaptırdığı Moltke Sınıfı diye adlandırılan SMS (Seines Majestäts Schiff, Majestelerinin Gemisi) savaş gemisinden biriydi.
Öyle haşmetliydi ki Alman Donanmasının göz bebeği olan bu gemi için İngiliz Kraliyet Donanması Komutanı Winston Churchill geminin ne pahasına olursa olsun ele geçirilmesi talimatını vermişti. 1912 yılında Alman Akdeniz Filosunun Sancak gemisi oldu ve Akdenizin en güçlü gemisiydi.
Birinci Dünya Savaşı başladığı sırada Richard Ackermann komutasında, Filo Komodoru Amiral Souchon emrinde Breslau ile birlikte Avusturyaya bağlı Polada bulundu. 1 Ağustos 1914 tarihinde Almanya Rusyaya savaş açtığını duyurduğunda o İtalyanın Brendizi Limanında gelecek emirleri bekliyordu.
Ertesi gün İngiltere Hükümeti, 1911de sipariş edilen ve teslime hazır olan iki savaş gemisi Sultan Osman I ve Reşadiye gemilerine Winston Churchillin emriyle el konduğunu açıkladı. Osmanlı İmparatorluğu ise o sıralarda Almanya ile gizli bir anlaşma imzaladı. Souchon, 3 Ağustosta Osmanlı Donanmasına katılmak üzere İstanbula gitme emri aldı. Aynı gün İngiliz gemileriyle karşılaştı. Ne var ki gemiler ülkeleri savaş halinde olmadığı için birbirine ateş açmadı. Ne var ki iki İngiliz gemisi takip etmek amacıyla döndü ve Amiral Souchon, gemide ki tüm personelin yardımcı olmasını için verdi. İngiliz savaş zırhlıları geride bırakmayı başardılar. kaldılar ama hafif kruvazör Dublin izlemeyi sürdürdü. Gemiler önce Messina limanında kömür ikmali yaptı ardından rotalarını Adriyatike çevirdi, Bu sırada HMS Gloucester yakın takibini sürdürdü. 8 Ağustosta Breslau ve Gloucester arasında çatışma yaşandı ve gemiler Egeye doğru ilerlemeye başladı. 2 gün her ikisi de artık Çanakkale Boğazındaydı.16 Ağustosta Almanya her iki geminin Türk Hükümetine satıldığını açıkladı. Goeben artık Yavuz Sultan Selimdi. Breslau ise Midilli. 29 Ekim 1914 te Rusya´nın Sivastopol ve Odessa kentleri ile Rus gemilerinden bazıları Yabuz Sultan Selim adını alan gemi tarafından bombaladığı için Osmanlı İmparatorluğu da savaşa girmiş oldu. 2 Kasım da da Rusya savaş ilan etti.
Savaş boyunca Karadenizde aktif görev yapan Yavuz, 10 Mayıs 1915te 17 gemilik bir Rus filosundan kurtulmayı son anda başardı. 8 Ocak 1916da Imperatriza Maria gemisinin 30,5 santimlik toplarının ateşi altında kaldı. 20 Ocak 1918deYavuz ve Midilli, ilk kez Çanakkaleden çıkıp Selanike gitti. HMS Raglan ve M28 batırıldı batırılmasına ancak Midilli kaybedildi, Yavuz da yara aldı. Boğaz emniyetine sığınan Yavuz Çanakkale yakınlarında karaya oturtuldu. 26 Ocakta yeniden suya indi ve Sivastopola giderek 2 Mayıstaki Rus Karadeniz filosu tesliminde hazır bulundu.
Yavuz, savaş sonrasında önce Osmanlı daha sonra Türk Donanması´nın amiral gemisi olarak görev yaptı. 1925-30 arasında yaralanmalarına bağlı olarak geniş çaplı onarım geçirdi. Saltanatın kaldırılması ile birlikte adı da Yavuz Selim olarak değiştirildi. Dönemin Bahriye Vekili İhsan Bey Yavuzun onarımı için göreve getirildi. Ne var ki Yavuzun onarımı için hazırlanan havuz Yavuzu taşıyamayarak çöktü. Ardından İhsan Bey´in Yavuz ´un onarımı için anlaştığı Fransız şirketi Penoite bazı ayrıcalıklar tanıyarak kendine çıkar sağladığı ortaya çıkınca, dokunulmazlığının kaldırılarak Yüce Divan´a sevk edilmesine neden olacaktı. İhsan Bey yargılanıp hüküm giydi ki bu genç Cumhuriyet tarihinde Yüce Divanın verdiği ilk mahkumiyet kararıydı. Soyadı Kanunu çıkarıldığında İhsan Beye Atatürk tarafından Eryavuz soyadı verildi.
Yavuz ise tüm bu olup bitenlerin ardından 1930 yılında donanma komutanının gemisi olarak sefere çıkmaya başladı. 19 Kasım 1938 yılına gelindiğinde Atatürkün naaşını Dolmabahçe´den alıp İzmite kadar götürme görevi Yavuza verildi yabancı ve donanmaya ait diğer Türk gemileri ile...
1950´ye kadar görevini sürdüren Yavuz bu tarihten sonra Gölcük yakınlarındaki Kavaklı´ya çekildi. 18 Aralık 1969´da, Süleyman Demirel Başbakanlığı´nda ki Adalet Partisi hükümeti döneminde Makine Kimya Endüstrisi´ne (MKE) satıldı.1972 yılında Yavuzu ziyaret eden tarihçi Peter Liddle gördüğü hüzünlü manzara için karaya vurmuş soluyan bir balina gibi üzüntü verici ölüme terk edilmişliği içinde yine de ihtişamlıydı dedi. 7 Haziran 1973e gelindiğinde 60 yaşını aşmış Yavuz Zırhlısı da hikayesinin sonuna geliyordu. Önce törenle donanmaya veda etti. Silahları ve teknik parçaları çıkarılan gemini sökümü 1976 da sökümü tamamlandı. Almanyada doğup döneminin en şanlı savaş gemisi olarak anılan be heybetli gemi hikayesi jilet yapılmak için İtalyanlara satılması ile son buldu.
Öyle haşmetliydi ki Alman Donanmasının göz bebeği olan bu gemi için İngiliz Kraliyet Donanması Komutanı Winston Churchill geminin ne pahasına olursa olsun ele geçirilmesi talimatını vermişti. 1912 yılında Alman Akdeniz Filosunun Sancak gemisi oldu ve Akdenizin en güçlü gemisiydi.
Birinci Dünya Savaşı başladığı sırada Richard Ackermann komutasında, Filo Komodoru Amiral Souchon emrinde Breslau ile birlikte Avusturyaya bağlı Polada bulundu. 1 Ağustos 1914 tarihinde Almanya Rusyaya savaş açtığını duyurduğunda o İtalyanın Brendizi Limanında gelecek emirleri bekliyordu.
Ertesi gün İngiltere Hükümeti, 1911de sipariş edilen ve teslime hazır olan iki savaş gemisi Sultan Osman I ve Reşadiye gemilerine Winston Churchillin emriyle el konduğunu açıkladı. Osmanlı İmparatorluğu ise o sıralarda Almanya ile gizli bir anlaşma imzaladı. Souchon, 3 Ağustosta Osmanlı Donanmasına katılmak üzere İstanbula gitme emri aldı. Aynı gün İngiliz gemileriyle karşılaştı. Ne var ki gemiler ülkeleri savaş halinde olmadığı için birbirine ateş açmadı. Ne var ki iki İngiliz gemisi takip etmek amacıyla döndü ve Amiral Souchon, gemide ki tüm personelin yardımcı olmasını için verdi. İngiliz savaş zırhlıları geride bırakmayı başardılar. kaldılar ama hafif kruvazör Dublin izlemeyi sürdürdü. Gemiler önce Messina limanında kömür ikmali yaptı ardından rotalarını Adriyatike çevirdi, Bu sırada HMS Gloucester yakın takibini sürdürdü. 8 Ağustosta Breslau ve Gloucester arasında çatışma yaşandı ve gemiler Egeye doğru ilerlemeye başladı. 2 gün her ikisi de artık Çanakkale Boğazındaydı.16 Ağustosta Almanya her iki geminin Türk Hükümetine satıldığını açıkladı. Goeben artık Yavuz Sultan Selimdi. Breslau ise Midilli. 29 Ekim 1914 te Rusya´nın Sivastopol ve Odessa kentleri ile Rus gemilerinden bazıları Yabuz Sultan Selim adını alan gemi tarafından bombaladığı için Osmanlı İmparatorluğu da savaşa girmiş oldu. 2 Kasım da da Rusya savaş ilan etti.
Savaş boyunca Karadenizde aktif görev yapan Yavuz, 10 Mayıs 1915te 17 gemilik bir Rus filosundan kurtulmayı son anda başardı. 8 Ocak 1916da Imperatriza Maria gemisinin 30,5 santimlik toplarının ateşi altında kaldı. 20 Ocak 1918deYavuz ve Midilli, ilk kez Çanakkaleden çıkıp Selanike gitti. HMS Raglan ve M28 batırıldı batırılmasına ancak Midilli kaybedildi, Yavuz da yara aldı. Boğaz emniyetine sığınan Yavuz Çanakkale yakınlarında karaya oturtuldu. 26 Ocakta yeniden suya indi ve Sivastopola giderek 2 Mayıstaki Rus Karadeniz filosu tesliminde hazır bulundu.
Yavuz, savaş sonrasında önce Osmanlı daha sonra Türk Donanması´nın amiral gemisi olarak görev yaptı. 1925-30 arasında yaralanmalarına bağlı olarak geniş çaplı onarım geçirdi. Saltanatın kaldırılması ile birlikte adı da Yavuz Selim olarak değiştirildi. Dönemin Bahriye Vekili İhsan Bey Yavuzun onarımı için göreve getirildi. Ne var ki Yavuzun onarımı için hazırlanan havuz Yavuzu taşıyamayarak çöktü. Ardından İhsan Bey´in Yavuz ´un onarımı için anlaştığı Fransız şirketi Penoite bazı ayrıcalıklar tanıyarak kendine çıkar sağladığı ortaya çıkınca, dokunulmazlığının kaldırılarak Yüce Divan´a sevk edilmesine neden olacaktı. İhsan Bey yargılanıp hüküm giydi ki bu genç Cumhuriyet tarihinde Yüce Divanın verdiği ilk mahkumiyet kararıydı. Soyadı Kanunu çıkarıldığında İhsan Beye Atatürk tarafından Eryavuz soyadı verildi.
Yavuz ise tüm bu olup bitenlerin ardından 1930 yılında donanma komutanının gemisi olarak sefere çıkmaya başladı. 19 Kasım 1938 yılına gelindiğinde Atatürkün naaşını Dolmabahçe´den alıp İzmite kadar götürme görevi Yavuza verildi yabancı ve donanmaya ait diğer Türk gemileri ile...
1950´ye kadar görevini sürdüren Yavuz bu tarihten sonra Gölcük yakınlarındaki Kavaklı´ya çekildi. 18 Aralık 1969´da, Süleyman Demirel Başbakanlığı´nda ki Adalet Partisi hükümeti döneminde Makine Kimya Endüstrisi´ne (MKE) satıldı.1972 yılında Yavuzu ziyaret eden tarihçi Peter Liddle gördüğü hüzünlü manzara için karaya vurmuş soluyan bir balina gibi üzüntü verici ölüme terk edilmişliği içinde yine de ihtişamlıydı dedi. 7 Haziran 1973e gelindiğinde 60 yaşını aşmış Yavuz Zırhlısı da hikayesinin sonuna geliyordu. Önce törenle donanmaya veda etti. Silahları ve teknik parçaları çıkarılan gemini sökümü 1976 da sökümü tamamlandı. Almanyada doğup döneminin en şanlı savaş gemisi olarak anılan be heybetli gemi hikayesi jilet yapılmak için İtalyanlara satılması ile son buldu.