17-10-2011, 16:14
[SIZE="2"]Sünger avcılığını hep merak edip durmuşumdur,nelere konu olmuştur,ne eski türk filimlerine küçük bir araştırma yaptım ve meşhur sünger avcısı Aksona Mehmet'e ulaştım,bir röportajını yayınlamak istedim benim ilgimi çekti umarım sizde keyif alırsınız...
Deniz;doğanın sonsuz enerjisini kendi lehinize kullanmayı,İnsan sevgisini, terbiyeyi,birbirine saygıyı,tasarrufu öğretir.Denizle barışık yaşıyorsan sana çok şey verir.
"1860"yılında Karaman'dan gelip,Çiftlik köyünü kurmuş ataları.1950 yılında Çiftlik'te doğmuş Aksona Mehmet.Tarlada çalışmak zor gelmiş,kaçıp Mustafa Cengiz'in teknesinde süngerciliğe başlamış.Mayıs'tan Eylül sonlarına kadar sünger teknelerinde yaşamış,yüzünü deniz suyuyla yıkamış.
Rasim Özgürel:Sizi herkes Aksona Mehmet olarak tanımakta.Aksona lakabı neyi anlatıyor?
Aksona Mehmet:"Aksona" süngercilerin yüzlerce kere tekrar ettiği bir kelime. Yabancılar buna "dekompresyon",kısaca "deko" diyorlar.Dalgıçlar denize daldıklarında hava solumaktadırlar.Soludukları bu havanın içerisinde % 79 oranında bulunan azotu da alırlar vücutlarına.Dipte basınç altında vücuda alınan bu gazların yukarıya deniz yüzüne çıkarken belirli metrelerde beklenerek yapılan dinlenmelerde vücuttan atılması ve denge sağlanması işine"aksona" deniyor.Birçok teknede süngercilik,kaptanlık yaptım ve 1981 yılı Kasım ayında kendi teknemi alayım dedim.Ziraat Bankasının sağladığı kredi ile Torba'da bulduğum Ziya Usta'nın teknesi olan Şafak adlı tekneyi aldım.Gittim,baktım tekneye,tamam.Düşündüm teknenin adını ne koyayım diye.Sonra "AKSONA" koydum.Zira biz sünger avcıları için önemli bir kelime idi.O günden sonra bana Aksona Mehmet dediler.Hoşuma da gidiyor bu. Sünger avcısı olarak,deniz kültürünü sünger avcılığından alan bir insanım.Onların terbiyesi ile onların eğitimi ile büyüdüm.Bodrum'da çok eskilere dayanan kayıtlara göre 1700 yıl önce buralarda yaşamış"Opianus"isimli birisi Güney Ege süngercilerinin ne kadar zor bir iş yaptıklarını anlatıyor.Halikarnas Balıkçısı"Deniz Gurbetçileri"isimli kitabının başında M.Ö. 3.yüzyılda yaşamış olan Opianus'un sözlerine yer verir;
"HİÇ BİR ÇİLE SÜNGER AVCILARININKİNDEN DAHA KORKUNÇ,
HİÇ BİR ÇABA ONLARINKİNDEN DAHA ZOR DEĞİLDİR."
R.Özgürel:Sünger nedir,nerede kullanılır,kaç çeşit sünger vardır?Bu konuda biraz bilgi verir misiniz?
Aksona:Sünger deniz dibinde kayalara yapışık olarak yaşayan tek hücreli bir canlıdır ve planktonlarla beslenir.Ülkemiz denizlerinde ticari değeri olan veya olmayan pek çok sünger çeşidi vardır.Deniz biyologları sayılarının yüzleri aştığını söylerler.Ekonomik olan, ticari olan cinsi ise 5-6 tanedir."Karamanya süngeri"de denilen"Akdeniz Bal Peteği"cinsi olanı en makbul olanıdır.Karamanya aslında bizim süngercilik dilinde Bodrum'dan Antakya Samandağı'na kadar olan kıyı şeridine verilen addır.Süngerci aslında"Akdeniz'e süngere gidiyorum" demez."Karamanya'ya gidiyorum yada çıkıyorum" der.Yurtdışından bir alıcı, sünger tüccarı geldiğinde"Karamanya süngeri"denildi mi delirir,çünkü en iyi süngerdir bu.Bir de"Türk Fincanı" denen,bizim süngerciler arasında"Melat" adı verilen bir sünger vardır.Sonra İpsator yani"Fil Kulağı"enilen yassı ve çok nadir bulunan bir sünger vardır.
Bunlar,ekonomik,ticari değeri olan süngerlerdir.Süs olarak kullanılansüngerlerde
vardır;Şumba ve Marmara denizinden çıkarılan Mandaba gibi.Elde edilen süngerin %5'i yurt içinde tüketilir.Süngerin çıktığı devirlerde % 95'i ihraç edilirdi.Bodrum'dan yapılan sünger ihracatı ile ülkeye döviz girdisi sağlanmıştır.
Süngercilik tehlikeli bir meslektir.Pek çok süngerci vurgun yemiş,sakat kalmıştır.Pek çok insan ölmüştür.Kıyılarda bilinmeyen yerlerde mezarlar vardır süngerde ölenlere ait,Ege ve Akdeniz kıyılarında bir yerlerde.Bugün Bodrum'da denizcilik,tekne yapımcılığı bu kadar ilerlemiş ise bunların temelinde sünger avcılığı,sünger avcıları vardır.Ama insanlar bunu unutuyorlar.Bugün artık süngercilik unutulup gitti.
R.Özgürel:Süngerciliğe ne oldu, niye unutuldu, geleceği nedir süngerciliğin ve bundan sonra ne olacak?
Aksona:Zamanla yaşam farklılaştı, Bodrum'a turizm geldi.Gençler daha kolay olan ve tehlikesi olmayan turistik tekneleri tercih ediyorlar.Süngercilik gibi tehlikeli mesleklere rağbet etmiyorlar.Yeni nesil küçük teknelerde mahrumiyet içinde çalışmak istemiyor.Benim şu ufacık teknemde 7 kişi süngere çıkardık. Onun içinde yatar,onun içinde yemek yer, 5-6 ay yaşardık.Süngerden geri döndüğümüzde insanlara,ortama uzun süre uyum sağlayamazdık.Yabancılık çekerdik, psikolojimiz bozulurdu.Ben şimdi anlıyorum o zamanki tavırlarımızın psikolojik bozukluk olduğunu.Sonra 1986 yılında süngere bir hastalık geldi. Sünger dipte,denizin dibinde eriyip gidiyordu.Tabii sünger azaldı,süngercilik ekonomik olmaktan çıktı.Zira 5-6 kişiyi doyurmak zorundasın.İaşesi,mazotu, dalgıçların payı.Tabii vazgeçtik bizde süngercilikten.
Elbette biz de para kazanmak için yapıyorduk bu işi.Ama sünger olmayınca ben dahil pek çok süngerci iş değiştirdi.Hala arada bir dalarım,ama o da keyif için.Aslında tarih boyunca süngere hastalık girmiş ama sonra düzelmiştir.Ama öyle ya da böyle bu tekneler yaşatılmalıydı.Zira bu tekneler bir okuldur.Burada usta çırak ilişkisi ile çark döner. Burada gençlere denizcilik ve dalgıçlık öğretilir ve sonuçta iyi bir denizci olunur.Her kaptan her gemici iyi bir dalgıç olamaz ama bir dalgıç,iyi bir gemici,iyi bir kaptan olur.Yani bu çark durmamalıydı ama durdu. Bürokratlara çok anlattık süngerciliği.Bu süngercilik yüzyıllar boyu ne badireler atlattı,ne ekonomik krizler,ne hastalıklar.Ama işin üzücü yanı da;Bodrum'da kurulan"Balıkçılık ve Sünger Araştırmaları ve Geliştirme Enstitüsü"kurulduktan sonra süngercilik bitti.Burası için zorlukla istimlakler yapıldı,basınç odaları kuruldu,doktorlar tayin oldu ama süngercilik bu enstitünün zamanında yok oldu.Enstitüde Erdener Çeri vardı, onu da görevden aldılar o zamanlar, bu iş de bitti.
R.Özgürel:Bir aralar sünger avlamak yasaklanmıştı.
Aksona:Süngercilik yok olduktan sonra sünger avı yasaklandı.Belirli yerlerde tamam anlarım koruma amaçlı yasaklarsın,mesela Saroz körfezinde.Ama deniyor ki banyo süngeri yasak.Allah Allah"banyo süngeri"diye bir sünger yok ki yasaklayasın.Yani zeka fukaralığı derim ben buna, kardeşim plastik süngerden kesersin bir parça olur banyo süngeri,kaba süngerden kesersin avuç içi kadar bir parça, kullanırsın banyoda olur sana banyo süngeri.Neyi kastediyorlar bu banyo süngeri ile ben anlayamıyorum.Gelecekte süngercilik olsa ne olur yani. Serbest olsa kaç kişi gider şimdi süngere.Süngeri kaç kişi tanıyor,kaç kişi biliyor bu işi.
ALINTI:bodrumbaglari.com[/SIZE]
Deniz;doğanın sonsuz enerjisini kendi lehinize kullanmayı,İnsan sevgisini, terbiyeyi,birbirine saygıyı,tasarrufu öğretir.Denizle barışık yaşıyorsan sana çok şey verir.
"1860"yılında Karaman'dan gelip,Çiftlik köyünü kurmuş ataları.1950 yılında Çiftlik'te doğmuş Aksona Mehmet.Tarlada çalışmak zor gelmiş,kaçıp Mustafa Cengiz'in teknesinde süngerciliğe başlamış.Mayıs'tan Eylül sonlarına kadar sünger teknelerinde yaşamış,yüzünü deniz suyuyla yıkamış.
Rasim Özgürel:Sizi herkes Aksona Mehmet olarak tanımakta.Aksona lakabı neyi anlatıyor?
Aksona Mehmet:"Aksona" süngercilerin yüzlerce kere tekrar ettiği bir kelime. Yabancılar buna "dekompresyon",kısaca "deko" diyorlar.Dalgıçlar denize daldıklarında hava solumaktadırlar.Soludukları bu havanın içerisinde % 79 oranında bulunan azotu da alırlar vücutlarına.Dipte basınç altında vücuda alınan bu gazların yukarıya deniz yüzüne çıkarken belirli metrelerde beklenerek yapılan dinlenmelerde vücuttan atılması ve denge sağlanması işine"aksona" deniyor.Birçok teknede süngercilik,kaptanlık yaptım ve 1981 yılı Kasım ayında kendi teknemi alayım dedim.Ziraat Bankasının sağladığı kredi ile Torba'da bulduğum Ziya Usta'nın teknesi olan Şafak adlı tekneyi aldım.Gittim,baktım tekneye,tamam.Düşündüm teknenin adını ne koyayım diye.Sonra "AKSONA" koydum.Zira biz sünger avcıları için önemli bir kelime idi.O günden sonra bana Aksona Mehmet dediler.Hoşuma da gidiyor bu. Sünger avcısı olarak,deniz kültürünü sünger avcılığından alan bir insanım.Onların terbiyesi ile onların eğitimi ile büyüdüm.Bodrum'da çok eskilere dayanan kayıtlara göre 1700 yıl önce buralarda yaşamış"Opianus"isimli birisi Güney Ege süngercilerinin ne kadar zor bir iş yaptıklarını anlatıyor.Halikarnas Balıkçısı"Deniz Gurbetçileri"isimli kitabının başında M.Ö. 3.yüzyılda yaşamış olan Opianus'un sözlerine yer verir;
"HİÇ BİR ÇİLE SÜNGER AVCILARININKİNDEN DAHA KORKUNÇ,
HİÇ BİR ÇABA ONLARINKİNDEN DAHA ZOR DEĞİLDİR."
R.Özgürel:Sünger nedir,nerede kullanılır,kaç çeşit sünger vardır?Bu konuda biraz bilgi verir misiniz?
Aksona:Sünger deniz dibinde kayalara yapışık olarak yaşayan tek hücreli bir canlıdır ve planktonlarla beslenir.Ülkemiz denizlerinde ticari değeri olan veya olmayan pek çok sünger çeşidi vardır.Deniz biyologları sayılarının yüzleri aştığını söylerler.Ekonomik olan, ticari olan cinsi ise 5-6 tanedir."Karamanya süngeri"de denilen"Akdeniz Bal Peteği"cinsi olanı en makbul olanıdır.Karamanya aslında bizim süngercilik dilinde Bodrum'dan Antakya Samandağı'na kadar olan kıyı şeridine verilen addır.Süngerci aslında"Akdeniz'e süngere gidiyorum" demez."Karamanya'ya gidiyorum yada çıkıyorum" der.Yurtdışından bir alıcı, sünger tüccarı geldiğinde"Karamanya süngeri"denildi mi delirir,çünkü en iyi süngerdir bu.Bir de"Türk Fincanı" denen,bizim süngerciler arasında"Melat" adı verilen bir sünger vardır.Sonra İpsator yani"Fil Kulağı"enilen yassı ve çok nadir bulunan bir sünger vardır.
Bunlar,ekonomik,ticari değeri olan süngerlerdir.Süs olarak kullanılansüngerlerde
vardır;Şumba ve Marmara denizinden çıkarılan Mandaba gibi.Elde edilen süngerin %5'i yurt içinde tüketilir.Süngerin çıktığı devirlerde % 95'i ihraç edilirdi.Bodrum'dan yapılan sünger ihracatı ile ülkeye döviz girdisi sağlanmıştır.
Süngercilik tehlikeli bir meslektir.Pek çok süngerci vurgun yemiş,sakat kalmıştır.Pek çok insan ölmüştür.Kıyılarda bilinmeyen yerlerde mezarlar vardır süngerde ölenlere ait,Ege ve Akdeniz kıyılarında bir yerlerde.Bugün Bodrum'da denizcilik,tekne yapımcılığı bu kadar ilerlemiş ise bunların temelinde sünger avcılığı,sünger avcıları vardır.Ama insanlar bunu unutuyorlar.Bugün artık süngercilik unutulup gitti.
R.Özgürel:Süngerciliğe ne oldu, niye unutuldu, geleceği nedir süngerciliğin ve bundan sonra ne olacak?
Aksona:Zamanla yaşam farklılaştı, Bodrum'a turizm geldi.Gençler daha kolay olan ve tehlikesi olmayan turistik tekneleri tercih ediyorlar.Süngercilik gibi tehlikeli mesleklere rağbet etmiyorlar.Yeni nesil küçük teknelerde mahrumiyet içinde çalışmak istemiyor.Benim şu ufacık teknemde 7 kişi süngere çıkardık. Onun içinde yatar,onun içinde yemek yer, 5-6 ay yaşardık.Süngerden geri döndüğümüzde insanlara,ortama uzun süre uyum sağlayamazdık.Yabancılık çekerdik, psikolojimiz bozulurdu.Ben şimdi anlıyorum o zamanki tavırlarımızın psikolojik bozukluk olduğunu.Sonra 1986 yılında süngere bir hastalık geldi. Sünger dipte,denizin dibinde eriyip gidiyordu.Tabii sünger azaldı,süngercilik ekonomik olmaktan çıktı.Zira 5-6 kişiyi doyurmak zorundasın.İaşesi,mazotu, dalgıçların payı.Tabii vazgeçtik bizde süngercilikten.
Elbette biz de para kazanmak için yapıyorduk bu işi.Ama sünger olmayınca ben dahil pek çok süngerci iş değiştirdi.Hala arada bir dalarım,ama o da keyif için.Aslında tarih boyunca süngere hastalık girmiş ama sonra düzelmiştir.Ama öyle ya da böyle bu tekneler yaşatılmalıydı.Zira bu tekneler bir okuldur.Burada usta çırak ilişkisi ile çark döner. Burada gençlere denizcilik ve dalgıçlık öğretilir ve sonuçta iyi bir denizci olunur.Her kaptan her gemici iyi bir dalgıç olamaz ama bir dalgıç,iyi bir gemici,iyi bir kaptan olur.Yani bu çark durmamalıydı ama durdu. Bürokratlara çok anlattık süngerciliği.Bu süngercilik yüzyıllar boyu ne badireler atlattı,ne ekonomik krizler,ne hastalıklar.Ama işin üzücü yanı da;Bodrum'da kurulan"Balıkçılık ve Sünger Araştırmaları ve Geliştirme Enstitüsü"kurulduktan sonra süngercilik bitti.Burası için zorlukla istimlakler yapıldı,basınç odaları kuruldu,doktorlar tayin oldu ama süngercilik bu enstitünün zamanında yok oldu.Enstitüde Erdener Çeri vardı, onu da görevden aldılar o zamanlar, bu iş de bitti.
R.Özgürel:Bir aralar sünger avlamak yasaklanmıştı.
Aksona:Süngercilik yok olduktan sonra sünger avı yasaklandı.Belirli yerlerde tamam anlarım koruma amaçlı yasaklarsın,mesela Saroz körfezinde.Ama deniyor ki banyo süngeri yasak.Allah Allah"banyo süngeri"diye bir sünger yok ki yasaklayasın.Yani zeka fukaralığı derim ben buna, kardeşim plastik süngerden kesersin bir parça olur banyo süngeri,kaba süngerden kesersin avuç içi kadar bir parça, kullanırsın banyoda olur sana banyo süngeri.Neyi kastediyorlar bu banyo süngeri ile ben anlayamıyorum.Gelecekte süngercilik olsa ne olur yani. Serbest olsa kaç kişi gider şimdi süngere.Süngeri kaç kişi tanıyor,kaç kişi biliyor bu işi.
ALINTI:bodrumbaglari.com[/SIZE]
Deniz derindir durulmaz,dostluk ebedidir unutulmaz….