Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
ne yazık ki buralara geldik
#1
fok balıklarının yok olma nedenleri

1950'lerde İstanbul Boğazı'nda bile görülen hatta yavrulayan Akdeniz foklarını günümüzde görmek için aylarca beklemeniz gerekebilir. Akdeniz fokunun bir insan ömrü süresi içinde dünyada yok olma sınırına gelmesi gerçekten trajik bir olaydır. Dünyada diğer fok türlerinin avcıları yine deniz canlıları olmuştur; örneğin katil balinalar, leopar fokları, köpekbalıkları, kutup ayıları ve hatta çakallar gibi.
Peki sularımızda yaşayan Akdeniz fokunun düşmanı nedir? Bu nadir türü yok eden nedenler ne yazık ki doğal değil. Akdeniz fokunun tek düşmanı insandır!.. Doymak bilmeyen insanın “keseri hep kendine tutarak ağacı yontmak” şeklindeki doğa yaklaşım biçimi AKDENİZ FOKUNU VE DEĞERLİ KIYI ALANLARINI yok etmektedir.
İnsan deyince işin içine hırs ve para dolu bazı belirgin insan faaliyetleri giriyor; yapılaşmayı hızlandıran el değmemiş kıyılarda yeni yolların açılması, ikinci konut kentleşmesi, koyların bir bir turizme açılması, bunların neden olduğu kirlilik, fokların kasti öldürülmesi (eskilerde yağı ve derisi için avcılığı) ve kanunsuz yapılan trol trata ve gırgır avcılığı. Ne yazık ki, ülkemiz kıyılarında amansızca süregelen bu faaliyetlerin denetlenmesi ya hiç yapılmıyor ya da son derece yetersiz.
Akdeniz fokunun yok olması tek bir faktörden kaynaklanmaz. Birbirini tamamlayan 5 faktörün bileşimi sonucunda bu ender deniz canlısı, kıyılarımızla birlikte yok olmaktadır.

Bu faktörler türün azalmasına nasıl etkide bulunur?


1.Yaşam Alanlarının (Kıyıların) İşgali:
Fokların yaşam alanları doğal yapısını koruyan sakin kıyılardır. Türkiye'de böyle alanlar gitgide azalmaktadır. Bu kıyılara açılan YOL ve inşa edilen İKİNCİ KONUTLAR veya TURİSTİK TESİSLER, kıyı alanlarının doğallığını sakinliğini bozduğu için Akdeniz fokları tarafından bu yörelerin terk edilmesine neden olmaktadır.
Üstelik bu olumsuz faktör sadece Akdeniz fokunu etkilememekte, aynı zamanda binlerce yıllık kültürel geçmişe sahip Anadolu kıyılarındaki antik yapıtların ve kültürel değerlerin, verimli tarım alanların TAHRİP EDİLMESİNE neden olmakta ve doğal peyzaj (estetik görüntü) bozulmaktadır.
Akdeniz fokları,insan faaliyet alanlarından uzak yerlerde yaşarlar.Bu ıssız yerlerde insanların bulunmaması,şahıs mülkiyetinin olmamasından kaynaklanır. Kayalık ve dalgalı bir morfoloji arzeden bu tür alanlar,kamuya ait hazine arazilerinden oluşur.
Ancak kamu arazilerinin satıldığı ya da kiraya verildiği ülkemizde,Akdeniz foklarının tutundukları son dallar da kesilmektedir. Ayrıca, 65.000.000.ülke insanımızın ortak malları olan hazine arazilerinin yapılaşma açılması oldukça düşündürücüdür

2. Yasadışı ve Aşırı Su Ürünleri Avcılığı:
Fokların besinleri tamamen deniz ürünlerinden oluşmaktadır. Denizlerimizde yıllardır yapılan ve hala süregelen kanunsuz ve bilinçsiz suürünleri avcılığı (kanunsuz yöntemlerle yapılan trol,trata,gır-gır avcılığı ve zaten yasak olan dinamitçilik ve tüplü/ışklı zıpkıncılık) sonucunda denizlerdeki balık stokları ciddi bir azalma gösterilmiştir.Sonuçta kıyılarda avlanan hem fok (ve beslenme ağının en üstündeki benzeri canlılar) ve hem de küçük kıyı balıkçısı çok zarar görmektedir;foklar besinsizlikten aç kalmakta,kıyı balıkçısı ise geçim sıkıntısına düşmektedir.
Kanserleşmiş bu soruna çözüm bulunmadığı sürece, hem foklar (ve benzeri gelişmiş canlılar)yok olacak hem de insanlarımız çok yüksek fiyatlarla balık yemeye devam edecektir.Hatta hiç balık bulamayacağımız günler de gelecektir Bu ise deniz ekosisteminin çöküşü demektir…

3. Fokların Kasti Öldürülmesi:
Balık stoklarındaki azalmadan dolayı,aynı sularda avlanan fok ve küçük balıkçı arasındaki rekabet şiddetlenmekte ve zaten gelir seviyesi düşük olan küçük balıkçı, fokun neden olduğu en küçük ziyana karşı bile büyük tepki göstermektedir.
Sabrı taşan küçük balıkçı günün birinde denizde karşılaştığında foku tüfekle öldürmekten çekinmemektedir.
Burada kim suçlu; foku öldüren küçük balıkçı mı,yoksa balıkçının ağından yaşamak için balık alan fok mu?
İkisi de değil. Aslında burada sorumlu olan ve sorunun kökünde yatan kanunsuz ve aşırı avlanan trol,trata ve gır-gır avcıları ve her türlü yasadışı suürünleri acılığının denetlemeyen yetkili birimlerdir.


4. Fok Mağaralarına Turistik Dalışlar:
Fokların yaşadıkları (yavruladıkları,dinlendikleri veya beslendikleri)mekanlar denizden girilen kıyı mağaralarıdır. İster sualtı,ister suüstü girişli olsun fok mağaraları son senelerde turizm baskısı altında büyük darbe görmüş ve bir çok mağara dalgıç turistlerin yol açtıkları rahatsızlıktan dolayı foklar tarafından kullanılamaz hale gelmiştir. Önce tekneler ve yüzerek girilebilen (suüstü girişli) mağaralar ve daha sonra dalış firmaları tarafından mağara dalışı veya fok gösterme adı altında turist daldırılan (sualtı girişli) mağaralar gitgide foklar tarafından terk edilmektedir. Kanunen yasak olmasına karşın bilerek veya bilmeyerek pekçok dalış firması özellikle Bodrum, Marmaris, Fethiye, Kaş ve Alanya civarında fok mağaralarına turistik dalışlar yaptırmakta ve bu konuda hiçbir uyarı almamaktadır
5. Deniz ve Kıyıların Kirlenmesi:
Denizlerin ve özelde fok yaşam alanlarının kirlenmesi sonucunda foklar bölgeyi daha az kullanmakta veya terk etmektedirler. Denizlerimizde yaygın olmayan bu sorun şu ana kadar somut olarak birkaç yerde karşımıza çıkmıştır.Ancak,potansiyel bir tehdit olarak karşımızda durmaktadır. Ayrıca az da olsa, Akdeniz foklarında ağır metal birikimi tesbit edilmiştir.
Kirliliğe örnek olarak, 1996 yıllında önemli fok yaşam alanlarından olan Gümüşlük Çavuş Adası'ndaki fok mağaralarında yaşanan petrol kirliliği, Sinop İnceburun yakınlarında araştırmalar sırasında fok mağaralarında görülen aşırı evsel atık (naylon,ip vs.) kirliliği ve nadir de olsa bazı fokların baş ve boyuna ip ve bez parçalarının dolanmış olması verilebilir. Çavuş Adası'ndaki petrol kirliliği fokun yaşam alanını, Foça'da yaşamış olan Dişi Korsan'ın başına sıkıca dolanmış ip parçası ise türü direkt olarak etkileyen en somut iki kirlilik vakasıdır. Yine de bu sorun ilk üç sorun kadar yaygın ve etkin değildir


kaynak.afag
Bul
Cevapla
#2
..........
Bul
Cevapla
#3
Bilgiler için teşekkürler.Bu konudaki sıkıntı yakından bilinmesine rağmen çok az önlem alınıyor olması işin en üzücü yanı göz göre göre yok oluyorlar.Ben uzun yıllardır Foça da yaşayıp bu sorunu yakından yaşayan biri olarak konuyu gündeme getirdiğin için tekrar teşekkürler.Denizlerimizi ve canlıları korumak için herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.
Selamlar
Bul
Cevapla
#4
şu anda akdeniz fokunun tek barınağı antalya gazilerde burdaki foklarında sayısı 50 ila 100 arasında olduğunu duymuştum balık çiftlikleri de kendilerine kılıf arıyorlar bence evet kentleşme akdeniz fokunun kemerdeki yaşam alanlarını elinden aldılar
Bul
Cevapla
#5
Doganın intikamı kötü olacak.
İnsanlar hayvanlara ait yerleri yok etmeye ve kendilerine yaşam alanı haline getirmeye devam ettikçe doga birgün bu durumu tersine çevirecek ve intikamını alacaktır.Bu seferde hayvanlar bizlerin yaşadıkları yerleri yaşam alanı haline getirecek.Sonra soracağız neden böyle oldu diye ama anlayamayacağız her halde.Yaptıklarımızın farkına varamayacağız,bu durumu artık düzeltemez halde olacağız ozaman.
Bul
Cevapla
#6
bu insanoğlunu anlamak mümkün değil bakın bu hayvanların soyu tükendiğinde ne feryatlar edilecek ne timsah gözyaşları dökülecek ama bunların hiçbiri bu hayvanları geri getirmeyecek elde fırsat varken bu canlıları büyük bir titizlikle korumak gerekir
Bul
Cevapla
#7
Degerli Arkadaslarim

Görüyorumki Siz Amatör Balikci Arkadaslariminda bir yandan hobinizi devam ettirirken,diger yandanda insanoglunun su yasadigimiz güzel dünyamiza verdigi zararlardan bahsetmeniz beni cok duygulandirdi.

Zaten aksinide sizlerden beklemiyordum,simdiye kadar Balik tutmayi kendine hobi olarak secmis kisiler arasinda,benim cevremde hic bir art düsünceli insana rastlamadim.

Bazen tv de balik tutma kanallarini izlerken orada hic tasvip etmedigim bir seyle karsilasiyorum,mesela bunlardan bir tanesi :

Adam tuttugu baligi geri suya birakiyor,bu bana tamamen ters geliyor,
nedenine gelince ben balik avina gidiyorsam eger,yakaladigim baligida yemem lazim.
Ben bu konuya Farkli yönden Bakarak "bu bir doga kanunudur" diyorum.

Kanada da irlanda da Alaska da dogada yasiyan Ayilar Akarsulara inip orada Alabalik(lachs) yakaliyorlar ve hemen yem olarak tüketiyorlar.
Dolasiyla bu da bir Doga kanunu.

Dolasiyla bu gün itibari ile :
en basit bir örnek vereyim,bu gün alisverise cikiyoruz,eve sabun,deo,spray falan gibi kimyasal icerigi olan maddeleri satin almamiz gerekiyor,ilk etapta bakacagimiz cevereye verdigi zarar ne ölcüde.
iste biz bunlara dikkat ettigimiz sürece bir nebze olsun su güzel dünyamizi bizden sonra gelecek nesillere saglam teslim edebiliriz.

Görüsmek üzere...
Adanali  
  
Bul
Cevapla
#8
nihat abi güzel bir konu daha seçmişsin seni tebrik ederim.doğaya ,çevreye, denize ,canlılara saygı duyalım.bu dünya sadece bizim ,değil hepimizin.
Bul
Cevapla
#9
İnsanoğlunun zararı çevreye veya çevresine değil,insanoğlu kendi geleceğine zarar veriyor.Bir gün her şey için çok geç olacak...
Bul
Cevapla
#10
Akdeniz foku karadenizde bile yaygıın olarak yaşıyormuş. Hatta Sinoplu balıkçıların avladıklarını duymuştum. Tabi bundan 50 sene evvel. Şimdi bu işin peşine düşüp araştıran bazı kişiler oldu. Maalesef karadeniz ve marmarada hiç yok. Bir tane bile olmadığı düşünülüyor. Zaten en çok Türkiye de var oda 100 civarındaymış.Buda malum Foça civarında.
Bul
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi