değerli dostlar bu garip ama gerçek olman hikayeyi sizlere anlatarak gerçek bir insanın nasıl bu hale geldiğini vijdanınıza sunup yorumlarınızı bilmek istedim bir gun yazın başlangıcı balıklıovaya gidiyordum arabamla gulbahce denen bir yer var bilenler bilir insanların su aldığı bir çeşme vardır orada köyun içindeki değil daha ilerde balıklıova tarafına yakın bende bidonumu aldım çeşmenin yanına gittim kimseler yoktu şansıma bidonu çeşmenin onune koydum az ilerde uzerinde kirlenmiş bir palto saçı sakalı karışık biri oturmuş denize bakarak hıçkırarak ağladığını gördüm 50-55 yaşlarında biri yanına doğru gidip derdini dinlemek istedim isede beni kendine doğru yuruduğumu görünce acele kalkıp ürkek bir tavırla koşarcasına gitmeğe başladı ben uzanılacak bir el olmak istedim ama ben bir adım atsam o üç adım atıyordu dururmusun dedim donup bana çaresiz gözlerle bakarak burnunu koluna sildi seninle konuşmak istiyorum dedim ve durdu elimi uzattım merhaba demek için once ellerini uzerine sildi sonra bana uzattı elini nasılsın dedim kafası ile iyiyim dedi neden ağlıyorsun derdin nedir kimsin be dostum dedim hep urkek bakışları beni endişelendiriyordu denize aşık biri olduğunu ancak insanların onu madem aşıksın sen denize diyip onu suya itelediklerini anlatmaya çalışıyordu ceplerinde eski naylon poşet çeşitliçor çop dolu idi bunların ne olduğunu sordum deniz benim ama ona bunları atıyorlar bende toplayıp onların yollarına atıyorum görsunler bakalım dedi bana tekrar donerek deniz benim sakın bir şey atma tamammı dedi bende elbette atmam merak etme dedim
sonra baktım denize doğru birşeyler mırıldanıyor sana kıyanlar sana nasıl kıyarlar sen dostsun niye sana düşmanlar diye ben aklı selimliğimden utandım ama o arkadaş başkalarının gözunde belki delidir derler ama ben bu cumleleri bir araya getirecek akılı kendimde bulamıyorum denize aşık biri bir kibrit atsa onun ateşi bu değerli ağbeyimizin kalbine saplanıyormuş gibi içinin sızladığını ifade etmeye çalışıyordu denizde ne bulsa ceplerine koyup undan uzaklaştırıyordu
bu zatla daha fazla konuşamadım çok işim var her taraf kirlenmiş baksana dedi ve toplayarak gitti gorduğu çöpleri denizde
para verdim al dedim lazım olur yoo dedi almadı ama gider ayak gelip beni öptü ve o gidiş gitti ardından bakakaldım
kimi doktormuş dediler kim avkat ama bir daha ben o zata rastlayamadım hayat işte sağlıcakla kalın
sonra baktım denize doğru birşeyler mırıldanıyor sana kıyanlar sana nasıl kıyarlar sen dostsun niye sana düşmanlar diye ben aklı selimliğimden utandım ama o arkadaş başkalarının gözunde belki delidir derler ama ben bu cumleleri bir araya getirecek akılı kendimde bulamıyorum denize aşık biri bir kibrit atsa onun ateşi bu değerli ağbeyimizin kalbine saplanıyormuş gibi içinin sızladığını ifade etmeye çalışıyordu denizde ne bulsa ceplerine koyup undan uzaklaştırıyordu
bu zatla daha fazla konuşamadım çok işim var her taraf kirlenmiş baksana dedi ve toplayarak gitti gorduğu çöpleri denizde
para verdim al dedim lazım olur yoo dedi almadı ama gider ayak gelip beni öptü ve o gidiş gitti ardından bakakaldım
kimi doktormuş dediler kim avkat ama bir daha ben o zata rastlayamadım hayat işte sağlıcakla kalın