Dedem 1950lerin boğaziçi balıkçısı. Rahmetli 1930 larda küçük yaşta İstanbula gelmiş. 1962 de Almanya ya çalışmaya gitmişler. Orada rahmetli olmuş.
1950ler de balık tutarmış. Bu zokaları kendi yaptığı kalıplara dökerek yaparmış. Kendisi aynı zamanda iyi de bir marangoz olduğu için. Kalıplarını ağaçtan oyarak yaparmış.
Sol altta olan lüfer zokası şu an kullandıklarımızdan. Ölçü olsun diye koydum...
Büyük zoka sanırım kılıç balığı için... 25 cm kadar... Bir tane daha bunlardan çok daha büyük iğneli var ama oda evin bir yerinde bulamadım...
Onları kaybetme hüseyin,bir gün gelecek onlar bu günkünden daha antika olacak.Bir sergide.benim çocukluğumdaki teneke kutuların (boyalı nakışlı çok güzel kutulardı onlar) sergilendiğine şahit oldum. Bir gün sizde benim oğlumla beraber bunlar rahmetli dedemin zokaları,bunlarda rahmetli RaPaLaCı nın yaptığı el yapımı rapalalardı diye sergilersiniz.
ne güzel saklamışsın tarihi eser bunlar şekillere bakılırsa o günden bu yana değişen bir şey yok eskiden padişahlar lüfer için gümüş zoka kullanırlarmış teşekkürler rastgele
Teşekkürler paylaşım için ne balıklar tutulmuştur o
zokalarla güzel hazine .
ibrahim abi allah gecinden versin daha öğrenecek çok
bilgi var sizlerden öyle acele etmek yok .
Harun yazdı:Hüseyin iyi kalmış bu güne kadar bence onları dedenin resmiyle beraber bir çerçeveletsen iyi olur
İbrahim abiiii Rahmetli rapalacıda iyi adamdı yaww
Allah uzun ömür versin. Abiyi ıssız adya mı bıraktınız ne yaptınız. Niye rahmetli diyorsun.
dedene allattan rahmet diliyor elinde bulındurduhun zokalarıda saklıyacak torunlara sahlıklı bi sekilde yetiştirmen için sahlıklı ve huzrlu bir ömür dilerim