18-07-2007, 14:46
İlginç ve Korkunç bilgiler.[/color]
23 Temmuz 1958'de okyanus araştırmaları gemisi "Sivastopol" tam hızla Danimarka Boğazı'ndan geçmekteydi. Serin bir rüzgar esiyordu ve deniz çivit mavisiydi. Birden gemidekiler inanılmaz bir manzara gördüler: dalgalar gözalabildiğine bembeyaz olmuştu. Deniz milyonlarca balık leşi ile kaplanmış bulunuyordu. Balıkların bir sıcaklık farkı sonucu öldükleri anlaşıldı. Geminin cihazları da şaşılacak sıcaklık farkları kaydetti: örneğin deniz yüzeyinde aralarında bir mil bulunan iki noktanın sıcaklıkları 7.2 C ve 340C idi. Bu fark 20-30 m. derinliklere kadar mevcuttu. Gemi, balık leşleri arasında bir saatten fazla ilerledi. Felaket, Irminger sıcak su akıntısı ila Grönland'dan gelen soğuk su akıntısının sınırında meydana gelmişti. Ayrıca kuzey rüzgarları Danimarka Boğazı’na çok fazla buz sürüklemiş bulunuyordu. Son yıllarda deniz sularının birden soğuması sonucu çok sayıda balığın ölümüne Kanada'da Saint-Laurent Körfezi ve Trinit Koyu’nda, Kuzey Deniz'inde, Somali ve Hawai Adaları açıklarında vb. rastlandı. Sayısız morina, uskumru, köpekbalığı, dilbalığı, sardalya, hamsi vb. ve tabi en başta sayısız balık yavrusu kaybedildi. Balıklar için öldürücü tuzaklar vardır. Porto Rico'nun batı kıyısındaki lagün bunlardan biridir. Çok sıcak geçen 1967 Haziran'ında içinde balık kaynaşan bu lagünde, sıcaklık 350C'a çıktı ve tuz miktarı, %0.43'e yükseldi. Suda erimiş oksijen o kadar azaldı ki, balıklar, yengeçler ve karidesler öldüler. Benzer bir durum 1963’te de meydana gelmiş, fakat tropik bir sağnak tam zamanında boşalarak, suyu soğutmuş ve tuzu azaltmıştı.
1976 Haziran’ında New York açıklarında bir balıkçı gemisinde, gece tutulan balıkların %75'i ölü çıkıtı. Bunun nedeni, bu sularda kamçılı (flagellat) bir kırmızı yosunun (Ceratium tripos) yaşaması idi. Gece yosunların fotosentezi duruyordu; fakat solunumları devam ettiği için suda erimiş oksijenin hemen tamamını kullanıyorlardı. Florida açıklarında kırmızı yosunların çoğalma mevsiminde şu trajik görünüm mevcuttur: Balıklar can çekişerek yüzey ile derinlik arasında gidip gelirler, sonunda yüzeye gelip kendilerini yarı yarıya sudan dışarı fırlatırlar. Hatta kefaller su yüzeyinde kuyrukları üzerine dikilirler. Tüm bu balıklar ağızlarından bir miktar su fışkırttıktan sonra oksijensizlikten ölürler. Sahiller, etrafa ağır bir koku yayan balık leşleri ile dolar.
"Kırmızı bataklıklar" (kırmızı yosunların felaket getirişi nedeni ile bunları içeren denizlere bu isim verilmektedir) yalnız oksijen tükettikleri için zararlı değildir. Bazı kırmızı yosunlar [Gymnopodıum, Gonyaulax vb), bulundukları ortama son derece zehirli maddeler verirler. Bu zehirler, kobra zehirinden 80 kere daha kuvvetlidir. 1973 Ağustos'unda Petropavlovsk-Kamcatski'den birçok kişi, kol ve bacaklarında uyuşma ve solunum güçlüğü ile doktora başvurdu. Bu kişiler, denizden topladıkları midyeleri yedikten sonra zehirlenmişlerdi. Midyelerin içine kırmızı yosunlar girmiş bulunuyordu. Kırmızı bataklıklara yakın ülkelerde deniz ürünleri ile çok sayıda kişinin zehirlenmesi hiç de nadir değildir.
Alıntıdır.
[/size]
23 Temmuz 1958'de okyanus araştırmaları gemisi "Sivastopol" tam hızla Danimarka Boğazı'ndan geçmekteydi. Serin bir rüzgar esiyordu ve deniz çivit mavisiydi. Birden gemidekiler inanılmaz bir manzara gördüler: dalgalar gözalabildiğine bembeyaz olmuştu. Deniz milyonlarca balık leşi ile kaplanmış bulunuyordu. Balıkların bir sıcaklık farkı sonucu öldükleri anlaşıldı. Geminin cihazları da şaşılacak sıcaklık farkları kaydetti: örneğin deniz yüzeyinde aralarında bir mil bulunan iki noktanın sıcaklıkları 7.2 C ve 340C idi. Bu fark 20-30 m. derinliklere kadar mevcuttu. Gemi, balık leşleri arasında bir saatten fazla ilerledi. Felaket, Irminger sıcak su akıntısı ila Grönland'dan gelen soğuk su akıntısının sınırında meydana gelmişti. Ayrıca kuzey rüzgarları Danimarka Boğazı’na çok fazla buz sürüklemiş bulunuyordu. Son yıllarda deniz sularının birden soğuması sonucu çok sayıda balığın ölümüne Kanada'da Saint-Laurent Körfezi ve Trinit Koyu’nda, Kuzey Deniz'inde, Somali ve Hawai Adaları açıklarında vb. rastlandı. Sayısız morina, uskumru, köpekbalığı, dilbalığı, sardalya, hamsi vb. ve tabi en başta sayısız balık yavrusu kaybedildi. Balıklar için öldürücü tuzaklar vardır. Porto Rico'nun batı kıyısındaki lagün bunlardan biridir. Çok sıcak geçen 1967 Haziran'ında içinde balık kaynaşan bu lagünde, sıcaklık 350C'a çıktı ve tuz miktarı, %0.43'e yükseldi. Suda erimiş oksijen o kadar azaldı ki, balıklar, yengeçler ve karidesler öldüler. Benzer bir durum 1963’te de meydana gelmiş, fakat tropik bir sağnak tam zamanında boşalarak, suyu soğutmuş ve tuzu azaltmıştı.
1976 Haziran’ında New York açıklarında bir balıkçı gemisinde, gece tutulan balıkların %75'i ölü çıkıtı. Bunun nedeni, bu sularda kamçılı (flagellat) bir kırmızı yosunun (Ceratium tripos) yaşaması idi. Gece yosunların fotosentezi duruyordu; fakat solunumları devam ettiği için suda erimiş oksijenin hemen tamamını kullanıyorlardı. Florida açıklarında kırmızı yosunların çoğalma mevsiminde şu trajik görünüm mevcuttur: Balıklar can çekişerek yüzey ile derinlik arasında gidip gelirler, sonunda yüzeye gelip kendilerini yarı yarıya sudan dışarı fırlatırlar. Hatta kefaller su yüzeyinde kuyrukları üzerine dikilirler. Tüm bu balıklar ağızlarından bir miktar su fışkırttıktan sonra oksijensizlikten ölürler. Sahiller, etrafa ağır bir koku yayan balık leşleri ile dolar.
"Kırmızı bataklıklar" (kırmızı yosunların felaket getirişi nedeni ile bunları içeren denizlere bu isim verilmektedir) yalnız oksijen tükettikleri için zararlı değildir. Bazı kırmızı yosunlar [Gymnopodıum, Gonyaulax vb), bulundukları ortama son derece zehirli maddeler verirler. Bu zehirler, kobra zehirinden 80 kere daha kuvvetlidir. 1973 Ağustos'unda Petropavlovsk-Kamcatski'den birçok kişi, kol ve bacaklarında uyuşma ve solunum güçlüğü ile doktora başvurdu. Bu kişiler, denizden topladıkları midyeleri yedikten sonra zehirlenmişlerdi. Midyelerin içine kırmızı yosunlar girmiş bulunuyordu. Kırmızı bataklıklara yakın ülkelerde deniz ürünleri ile çok sayıda kişinin zehirlenmesi hiç de nadir değildir.
Alıntıdır.
[/size]