31-10-2008, 18:00
(Son Düzenleme: 31-10-2008, 18:24, Düzenleyen: araphüso26.)
bu yazıyıda beğendim sizlerle paylaşmak istedim.....
bakalım kendimizden bir şeyler bulabilecekmiyiz!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar
> susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim
> tarzıydı.
>
> Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır, onun
> gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla
> oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da, hadi odana git, derdi.
> Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa masada bir araya gelirdikbabamla.
>
> Onlar annemle konuşurken ben araya girer, sesimi duyuramayınca da
> bağırırdım. Babam sinirlenir, 'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan
> bunaldım, birde sen kafamı
> ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir
> çift laf da mı konuşturtmayacaksın babanla?' diye çıkışır, beni odama
> gönderirdi.
>
>
> Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol
> alırdım. Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip,
> hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de
> bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep
> birlikte otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret
> edemezdim.
>
> Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon
> seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli
> birşey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket edip
> koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı.
>
> Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa susarak
> yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım. Önce resim yaparak başladım işe.
>
> Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.'
> diyordu. Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam
> afallıyordu. Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu. 'Son
> günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' Diye komşulara anlatıyordu annem
> halimi.
>
> Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem 'Odanı topla!'diye
> odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum.
>
> Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı
> beceremiyordum. Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı
> yasaklayacağım. ' dedi bir gün.
>
> Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden
> alırsa ben ne yapacaktım? Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım.
> Babam eve gelince
> uygun zamanı kolladım. Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi.
> Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım, dedi
> 'Çok güzel olmuş. Bu adam benim herhalde.' dedi. Ben 'Hayır o adam değil,
> bu çocuk sensin.'dedim. O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu
> küçük kız da arkadaşın.'dedi. Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu
> küçük adam sensin, bu küçük kız da annem.' dedim.
>
> Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi.
> Heyecanla başladım anlatmaya. Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup
> çalışacağım. Siz
> yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile
> Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun olacağım.
> Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişmiş olacağından
> sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde 'Hadi
> odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.' diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her
> şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları da var, daha ne istiyorlar'
> diye. Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
>
> Duyduklarına inanamıyorlardı .. Bana sarılıp beni öyle içten bir
> okşayışları vardı ki sonsuza kadar konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler
> gibiydi. Farkında' Olmalı İnsan... Kendisinin,
> Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.
>
> Ömür
> Dediğin Üç Gündür,
> Dün Geldi Geçti
> Yarın Meçhuldür,
> O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,
> O Da
> Bugündür
alıntı....mail adresime gelmiştir...
bakalım kendimizden bir şeyler bulabilecekmiyiz!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar
> susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim
> tarzıydı.
>
> Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır, onun
> gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla
> oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da, hadi odana git, derdi.
> Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa masada bir araya gelirdikbabamla.
>
> Onlar annemle konuşurken ben araya girer, sesimi duyuramayınca da
> bağırırdım. Babam sinirlenir, 'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan
> bunaldım, birde sen kafamı
> ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir
> çift laf da mı konuşturtmayacaksın babanla?' diye çıkışır, beni odama
> gönderirdi.
>
>
> Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol
> alırdım. Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip,
> hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de
> bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep
> birlikte otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret
> edemezdim.
>
> Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon
> seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli
> birşey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket edip
> koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı.
>
> Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa susarak
> yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım. Önce resim yaparak başladım işe.
>
> Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.'
> diyordu. Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam
> afallıyordu. Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu. 'Son
> günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' Diye komşulara anlatıyordu annem
> halimi.
>
> Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem 'Odanı topla!'diye
> odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum.
>
> Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı
> beceremiyordum. Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı
> yasaklayacağım. ' dedi bir gün.
>
> Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden
> alırsa ben ne yapacaktım? Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım.
> Babam eve gelince
> uygun zamanı kolladım. Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi.
> Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım, dedi
> 'Çok güzel olmuş. Bu adam benim herhalde.' dedi. Ben 'Hayır o adam değil,
> bu çocuk sensin.'dedim. O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu
> küçük kız da arkadaşın.'dedi. Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu
> küçük adam sensin, bu küçük kız da annem.' dedim.
>
> Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi.
> Heyecanla başladım anlatmaya. Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup
> çalışacağım. Siz
> yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile
> Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun olacağım.
> Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişmiş olacağından
> sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde 'Hadi
> odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.' diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her
> şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları da var, daha ne istiyorlar'
> diye. Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
>
> Duyduklarına inanamıyorlardı .. Bana sarılıp beni öyle içten bir
> okşayışları vardı ki sonsuza kadar konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler
> gibiydi. Farkında' Olmalı İnsan... Kendisinin,
> Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.
>
> Ömür
> Dediğin Üç Gündür,
> Dün Geldi Geçti
> Yarın Meçhuldür,
> O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,
> O Da
> Bugündür
alıntı....mail adresime gelmiştir...
şamandıran battığında yüreğin hopluyorsa her
şey yolunda demektir
"Atatürk'e dil uzatma sebepsiz
Atatürk olmasaydı
Baban Yorgo olurdu şerefsiz"
[url=http://imageshack.us][/url]