16-11-2012, 21:01
(Son Düzenleme: 16-11-2012, 21:19, Düzenleyen: Cahit Acun.)
PRENSLERİN GECE RESİTALİ
Sabah yine ikinci adresim Kadıköy Çarşısı'na doğru yola koyuldum.Balıkçılar tezgahlarını yeni yeni açıyorlardı.Tezgahlarını temizliyor ve balık yüklü kamyonetlerinin gelmesini bekliyorlardı.Tabii ki bende..Yarım saat sonra kasalarla gelen balıklar, balıkçılara dağıtılmaya başlandı.Kasaların üstündeki buzlar temizlendi ve tezgahlara koymaya başladıklarında,suyu yemeden hemen bir kilo İstavritimi aldım.Taze mi taze.Lüfer'imin ağzına,şanına layık bir İstavrit.Eve geldiğimde hemen dolaba koydum ve saat 15.:00 kadar "Fishing TV" izledim.Hem birşeyler öğrendim,hemde istirahat ettim.İtalyanlara imrenmemek mümkün değil.Balıkçılıkla ilgili herşey o kadar düzenli ve planlı ki,ülkenizde de bu güzelliklerin,çalışmaların olmasını istiyorsunuz.Özeniyorsunuz.Ama bulamadığınızda kahroluyorsunuz.Mendireklerdeki o kocaman kayaların arasına,balıkçıların rahat bir av yapmaları için, bölüm bölüm düz beton şeritler çekmişler.Sadece sandalyenizi alıp geliyorsunuz.Bu beton şeritlerin mendirekler üzerinde yüzlercesi var.Ne kadar güzel bir imkan.Teknelerini bağladıkları liman içinde dahi yemlik balıklarını avlayabiliyorlar.Denizlerine ne kadar özen gösterdiklerinin bir kanıtıdır bu.Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemin ise,bir "Deniz Bakanlığı" bile yok.Ne diyeyim.Sadece üzülüyorum bu acizliğe.
Saat 15:00 olmuş bile.Sizle lafa daldım.Saati unutmuşum.Hemen yemlerimi buzdolabından çıkartıp,keskin bıçağımla kesmeye başladım.Fletolar hazır ve zıpkın gibi.Denizdeyken bana atsalar bu yemi,havada kaparım.O kadar iyi yani.Sarıkanat'ların yine çekeceği vardı benden. Avlağa geldiğimde havanında rüzgarlı olması nedeniyle çok az kişi gelmişti ava.Havanın kararmasıyla balık kendini göstermeye başladı.Bir saat kadar yoğun bir şekilde avlandık.Daha sonra aralıklarla vurmaya başladı.Gelen balıklar oldukça iriydi.Oltayı çekerken beni oldukça zorluyordu.Sarı kanat'lıktan çıkmışlar,Lüfer olmaya aday balıklardı, anlayacağınız.Rüzgarın etkisinden bazen balığın vurduğunu anlayamaz duruma geldim.Ama vazgeçmedim.Azim ve sabrımı zorladım.Mükafatımı da fazlasıyla aldım..Misinamdan,kovama kadar kullandığım bütün malzemelerimi deniz suyu ile tertemiz yıkadıktan sonra,Deniz anama teşekkürler edip,Allahaısmarladık deyip,ayrıldım.Hepinize bol Lüfer'li günler diliyorum.Sağlıcakla kalın.
Kullanılan takım....
Ana beden misinası...................... Berkley 0.24 mm yeşil misina
Beden misinası..............................Okuma Shotai 18.5 mm fluorocarbon misina
Zoka..............................................Nikelajlı Fındık zoka
Hırsız iğne......................................Mustad 1/0 1799 uzun saplı galvanizli iğne
Yem...............................................İstavrit yaprak yem
Kısacık bir hatırlatma..
1.Balık avından sonra ellerinizi deniz suyu ile yıkayın.Ellerinizde koku kalmayacaktır.
2.Kullandığınız malzemelerinizi ve balığınızı avlak mahallinde temizleyiniz.Bunu yaparak evinizde oluşacak kokuları ortada kaldırmış olacaksınız.
Sabah yine ikinci adresim Kadıköy Çarşısı'na doğru yola koyuldum.Balıkçılar tezgahlarını yeni yeni açıyorlardı.Tezgahlarını temizliyor ve balık yüklü kamyonetlerinin gelmesini bekliyorlardı.Tabii ki bende..Yarım saat sonra kasalarla gelen balıklar, balıkçılara dağıtılmaya başlandı.Kasaların üstündeki buzlar temizlendi ve tezgahlara koymaya başladıklarında,suyu yemeden hemen bir kilo İstavritimi aldım.Taze mi taze.Lüfer'imin ağzına,şanına layık bir İstavrit.Eve geldiğimde hemen dolaba koydum ve saat 15.:00 kadar "Fishing TV" izledim.Hem birşeyler öğrendim,hemde istirahat ettim.İtalyanlara imrenmemek mümkün değil.Balıkçılıkla ilgili herşey o kadar düzenli ve planlı ki,ülkenizde de bu güzelliklerin,çalışmaların olmasını istiyorsunuz.Özeniyorsunuz.Ama bulamadığınızda kahroluyorsunuz.Mendireklerdeki o kocaman kayaların arasına,balıkçıların rahat bir av yapmaları için, bölüm bölüm düz beton şeritler çekmişler.Sadece sandalyenizi alıp geliyorsunuz.Bu beton şeritlerin mendirekler üzerinde yüzlercesi var.Ne kadar güzel bir imkan.Teknelerini bağladıkları liman içinde dahi yemlik balıklarını avlayabiliyorlar.Denizlerine ne kadar özen gösterdiklerinin bir kanıtıdır bu.Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemin ise,bir "Deniz Bakanlığı" bile yok.Ne diyeyim.Sadece üzülüyorum bu acizliğe.
Saat 15:00 olmuş bile.Sizle lafa daldım.Saati unutmuşum.Hemen yemlerimi buzdolabından çıkartıp,keskin bıçağımla kesmeye başladım.Fletolar hazır ve zıpkın gibi.Denizdeyken bana atsalar bu yemi,havada kaparım.O kadar iyi yani.Sarıkanat'ların yine çekeceği vardı benden. Avlağa geldiğimde havanında rüzgarlı olması nedeniyle çok az kişi gelmişti ava.Havanın kararmasıyla balık kendini göstermeye başladı.Bir saat kadar yoğun bir şekilde avlandık.Daha sonra aralıklarla vurmaya başladı.Gelen balıklar oldukça iriydi.Oltayı çekerken beni oldukça zorluyordu.Sarı kanat'lıktan çıkmışlar,Lüfer olmaya aday balıklardı, anlayacağınız.Rüzgarın etkisinden bazen balığın vurduğunu anlayamaz duruma geldim.Ama vazgeçmedim.Azim ve sabrımı zorladım.Mükafatımı da fazlasıyla aldım..Misinamdan,kovama kadar kullandığım bütün malzemelerimi deniz suyu ile tertemiz yıkadıktan sonra,Deniz anama teşekkürler edip,Allahaısmarladık deyip,ayrıldım.Hepinize bol Lüfer'li günler diliyorum.Sağlıcakla kalın.
Kullanılan takım....
Ana beden misinası...................... Berkley 0.24 mm yeşil misina
Beden misinası..............................Okuma Shotai 18.5 mm fluorocarbon misina
Zoka..............................................Nikelajlı Fındık zoka
Hırsız iğne......................................Mustad 1/0 1799 uzun saplı galvanizli iğne
Yem...............................................İstavrit yaprak yem
Kısacık bir hatırlatma..
1.Balık avından sonra ellerinizi deniz suyu ile yıkayın.Ellerinizde koku kalmayacaktır.
2.Kullandığınız malzemelerinizi ve balığınızı avlak mahallinde temizleyiniz.Bunu yaparak evinizde oluşacak kokuları ortada kaldırmış olacaksınız.