03-03-2009, 16:20
Amatör ruhla balık avlayan birsi olarak, uzunca bir süredir üye olduğum ve yazı yazmadığım bu foruma, yazı yazmak şimdi kısmet oldu. Akdeniz'de, İskenderun, Dörtyol (Hatay) körfezinde, özellikle iskele avcılığında epeyce tecrübe edindim.Ayrıca sahilden çeşitli tekniklerle balık avladım.
Balık avında amatör ruh çok önemlidir.Balık avlarken bu ruhu hiçbir zaman kaybetmemek gerekir.Saatlerce balık avlayan (hiç yakalayamasa bile) ve bundan sıkılmayan,zamanın nasıl geçtiğini bilmeyen ve hatta çok çabuk geçtiği için zamana kızan bir insan, o ruhu yakalamış demektir.
Özellikle Kofana (lüferin büyüğü) lüfer,levrek ve zengin Akdeniz balıklarını, pek çok yöntem deneyerek avlama imkanına sahip oldum.Ayağımın karada olmasını istediğim için tekne avcılığına pek sıcak bakmadım.Tekneyle balık avcılığına garip bir hisle hep uzak durdum.Yani ol verip ilgimi çekmedi. Kim bilir bir gün tekneyle de avlanmaya çıkarım.
Ayrıca tatlı su balık avında da hatırı sayılır tecrübelerim oldu.Serpme ve oltayla tatlı sularda balık avladım. Mesela ağustos ayında yengeçlerin kabuk yenilediğini ve o kocaman yengeçlerin sap sarı ve şeffaf bir görüntüye büründüğünü, bu lezzetli yeme, yılan balığı ve sazanın bayıldığını tesadüfen öğrendim. Bu öğrenmem neticesinde de onlarca balık yakaladım.
Şu an ise uzaklarda, çok uzaklarda Ardahan’dayım. Bir balık meraklısı gittiği her hangi bir yerde, o yerin balık potansiyelini araştırır. Akar su kaynaklarının bu bölgemizde bol olması, küçük göletlerin bulunması, o amatör ruhun körelmesine izin vermedi. Tatlı suda henüz yakalayamadığım Kırmızı benekli Alabalığı burada yakalamak şansına eriştim. Asil bir görüntüsü olan bu balığın pek çok deniz bağlından daha lezzetli olduğuna şahit oldum.
Evet dostlar, yazım biraz uzun oldu. Umarım buradan hep güzel şeyleri paylaşırız. İçimizdeki o amatör ruhu hiç bir zaman kaybetmeyiz.
Rast gele…
Ahmet BİLGİN
Balık avında amatör ruh çok önemlidir.Balık avlarken bu ruhu hiçbir zaman kaybetmemek gerekir.Saatlerce balık avlayan (hiç yakalayamasa bile) ve bundan sıkılmayan,zamanın nasıl geçtiğini bilmeyen ve hatta çok çabuk geçtiği için zamana kızan bir insan, o ruhu yakalamış demektir.
Özellikle Kofana (lüferin büyüğü) lüfer,levrek ve zengin Akdeniz balıklarını, pek çok yöntem deneyerek avlama imkanına sahip oldum.Ayağımın karada olmasını istediğim için tekne avcılığına pek sıcak bakmadım.Tekneyle balık avcılığına garip bir hisle hep uzak durdum.Yani ol verip ilgimi çekmedi. Kim bilir bir gün tekneyle de avlanmaya çıkarım.
Ayrıca tatlı su balık avında da hatırı sayılır tecrübelerim oldu.Serpme ve oltayla tatlı sularda balık avladım. Mesela ağustos ayında yengeçlerin kabuk yenilediğini ve o kocaman yengeçlerin sap sarı ve şeffaf bir görüntüye büründüğünü, bu lezzetli yeme, yılan balığı ve sazanın bayıldığını tesadüfen öğrendim. Bu öğrenmem neticesinde de onlarca balık yakaladım.
Şu an ise uzaklarda, çok uzaklarda Ardahan’dayım. Bir balık meraklısı gittiği her hangi bir yerde, o yerin balık potansiyelini araştırır. Akar su kaynaklarının bu bölgemizde bol olması, küçük göletlerin bulunması, o amatör ruhun körelmesine izin vermedi. Tatlı suda henüz yakalayamadığım Kırmızı benekli Alabalığı burada yakalamak şansına eriştim. Asil bir görüntüsü olan bu balığın pek çok deniz bağlından daha lezzetli olduğuna şahit oldum.
Evet dostlar, yazım biraz uzun oldu. Umarım buradan hep güzel şeyleri paylaşırız. İçimizdeki o amatör ruhu hiç bir zaman kaybetmeyiz.
Rast gele…
Ahmet BİLGİN
Kofana avcısı