burhan alem adammışsın kardeşim, muhabbetinizden ben de gece vakti güldüm bilgisayarın başında, sayenizde hanım deli olduğumdan emin olup salona kaçtı

)
nihat sabah uyanınca nasıl olsa bakarsın buraya, onun için ben yazayım yinede. adamım böyle iri adamları tekneye bindirmeyeceksin hele bota asla!
bende birgün hemen hemen aynı ebatlarda bir arkadaşı (eşimin yiğenlerinden birisi, kuzenleri ve üniversiteden arkadaşları ile beraberler, bende sırayla birer birer alıp olta attırıyorum elemanlara) bota aldım, göldeyiz en ufak esinti yok, su resmen çarşaf, ama arkadaş botta bir sallantı var. allah allah deprem olsa suda ancak bu kadar hissedilir, etrafa bakınıyorum sağa-sola derken bir baktım bizim azman botun öbür ucunda korkudan titriyomuş meğerse, erkekliğe b.k sürüp birşey de demiyor. ne oldu tuvaletin falan mı geldi diyorum kafasıyla hayır işareti yapıyor, korkabileceğini aklıma bile getiremiyorum, sorduklarıma kafasını aşağı yukarı yaparak cevap verebiliyor, derken korkmuş olabileceği aklıma geldi, korkuyor musun diyince kafasını evet anlamında salladı, güleceğim gencecik çocuk, arkadaşları kenarda, utanmasın onuru kırılmasın diye gülemiyorumda, kenara çıkmayı ister misin diyebildim, yine evet anlamında başını salladı.
neyse efendim o zaman motor yok, asıldım küreklere çıkıyoruz, bu arada açılırken attığı oltası hala sudaymış meğerse, bir de ona turna vurmasın mı? bu artık korktuğu nasıl olsa meydana çıktığı için rahatça iki eliyle bota yapışmış durumda

) kucağından olta düşecek, yapıştım oltaya çektim balığı, fakat arkadaş botu bırakıp kepçeyi eline alamadı, balıkta sasiyi iyi yutmuş oltadan kurtulamadı da bota aldım hayvanı

ama kenara çıkana kadar (kenarda ki arkadaşlarıdan) elini uzatan birinin eline yapıştığıyla o gövdeyi nasıl karaya attı

) bakın bakın tuttuğum balığa bakın diye

(balıkta güzel balıktı hemde) artık bende makarayı koyverdim ama kimse ona güldüğümü bilmedi

) hala balığa gidelim mi kardeşim derim gözümün içine bakar

)