Balıklarda Çıkan Ağır Metal Vb. Maddeler Hakkında

[MaVrUşGiL]

Konu yaklaşık 2-3 hafta önce gündemde idi ve eminimki bu konu baya bi gündeminizi meşgul etmiştir ancak sitemizde bir tartışması yapılmadı ve bizler gibi yoğun balık tutan bir kitlenin bu konuyu irdelemesi gerektiğini düşünerek çıkan haberlerden bir derlemeyi alta ekliyor ve düşüncelerinizi bekliyorum.

İstanbul genelinde balıkçılardan alınan farklı türlere ait 30 balık numunesi analiz edildi. 11 numunede insan sağlığına son derece zararlı kanserojen ağır metaller tespit edildi.

A Haber’de yayınlanan Mehmet Ali Önel yönetimindeki Deşifre programı, balıklarda kanserojen ağır metal skandalını ortaya çıkardı.

Deşifre ekibi, İstanbul’da Kumkapı Sahili Balıkçılar Çarşısı, Kartal Sahili Balıkçılar Çarşısı, Üsküdar Balıkçılar Çarşısı, Ümraniye Balıkçıları ve iki ünlü market zincirinin balık reyonlarından 30 farklı balık numunesini alarak laboratuarlarda analiz ettirdi. Laboratuar sonuçları çarpıcı bir gerçeği gün yüzüne çıkardı. 30 numuneden 11’inde kanserojen ağır metal bulundu. Özellikle bu mevsimde en lezzetli balıklardan biri olarak kabul edilen lüfer cinsi balıkta normal değerlerden 10 kat daha fazla ağır metal (kurşun) tespit edildi. Midye, hamsi ve denizalasında ise sağlığa zararlı 3 çeşit kanserojen ağır metal (Hg)Civa, (Cd)Kadmiyum ve (Pb)Kurşun saptandı.

İstanbul Üniversitesi Su ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gülşen Altuğ, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Kimyasal Oşinografi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuray Balkıs, Prof. Dr. Kenan Demirkol ve Dr. Can Demir’in katıldığı programda, çok çarpıcı açıklamalarda bulunuldu.

Programda uzmanlar, dip balıklarının ve özellikle midyelerin kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini söyledi. Dipteki çamurun kirliliğin en son çökeldiği kısım olduğunu ifade eden uzmanlar, dipte beslenen balıkların, besin maddeleriyle birlikte ağır metalleri de bünyesinde biriktirdiklerini belirtti. Uzmanlar, dip balıklarında ve özellikle midyelerde ağır metal oranının Çevre Bakanlığı'nın su ürünleri yönetmeliğinde verdiği toksik miktarlarından oldukça yüksek çıktığını vurguladı. Uzmanlar ayrıca son yıllarda yapılan araştırmalarda balık popülâsyonunda ciddi bir azalma olduğuna dikkat çekti.

Ağır metallerin insan sağlığına olumsuz etkilerinin konuşulduğu programda, ağır metal içeren balıkları tüketenlerde uzun vadede önemli sağlık sorunları ortaya çıktığı vurgulandı.

Kurşun: Anemiye, kan basıncında artışa, böbrek, beyin ve erkeklerde üreme fonksiyonlarında hasara, kadınlarda düşüklere, çocuklarda öğrenme ve davranış bozukluklarına sebep olabiliyor.

Kadmiyum: İshal, karın ağrıları ve kusma, üreme bozuklukları, bağışıklık sistemi hasarı, psikolojik sorunlar, merkezi sinir sistemi hasarı yapabiliyor.

Cıva: Sinir sistemi bozukluklarına sebep olabiliyor. Beyin fonksiyonlarına, DNA ve kromozomlara zarar verebiliyor. Alerjik reaksiyonlara, deri isiliklerine, yorgunluğa ve baş ağrısına yol açabiliyor. Spermlere zarar verip, sakat doğumlara ve düşüklere sebep olabiliyor.

[LeVrEkCi]

ne yazıkki bu haberler sık sık çıkmaya başladı,dip balıklarında kansarojen madde olması çok normal çünkü denizlerimiz her geçen gün kirleniyor.
ereğliden örnek verecek olursak,eskiden ereğlide liman yoktu,deniz mis gibi kokuyor balık heryerden bol miktarda çıkıyordu,özellikle tekir balığı çok ama çok boldu.sonuçta kansarojen maddeler balıklarıda öldürüyor,yosunları öldürüyor.kıyılara yakın yerlerdeki yosunlar tamamen renk değiştirdi ve balık hiç kalmadı.
tutupta marmaranın ortasındaki bir sahil şeridine liman izni verirsen o liman her türlü denizi kirletir.
midyeden zaten tamamen uzak durulması gerekiyor,midyeler kayalara yapışık yaşıyor,temiz yerden toplanan midye tüketilmeli deniyor ama temiz yer kalmadık.
ne yazık denizlerdeki canlıların sonu her türlü geliyor.bunu ben çok yakından izleyebiliyorum çünkü dediğim gibi ereğlideki eski canlı varlığı ile şimdiki arasında çok fark var.

[muradaydogan]

bizler hadi neyse biraz bişeyler gördük fakat gelecek nesiller bir çok şeyi arşiv bilgilerinden öğrenecek ama görüp yaşayamayacak. İnsanoğlunun kendi soyuna yaptığı son derece bilinçli bi o kadar umursamaz tavırlarıyla kendi yaşam alınını, içtiği suyu, soluduğu havayı tüketim çılgınlığı adına heba edişini korku ve endişeyle izlemekten başka hiç bir şey yapamıyoruz. Çünki mevcut yaşam koşulları bunu gerektiriyor. bireysel olarak sanayi atıkları vs. için yapabileceğim pek bişey yok fakat doğayı ve yaşadığım çevreyi temiz tutmak ve zarar vermemek hususunda son derece hassas olmaya çalışıyorum ki şu zamanda gördüklerimi, tattıklarımı torunlarımda görsün tadabilsin. En sağlıklı yiyecek dediğimiz balıklarımızın bile bu hale düştüğünü görmek üzücü. üstelik sanayi atıklarına maruz kalmayan tatlı su ve tatlı su balıklarında da zararlı ağır metal bulgularına rastlanmış. çıkan haberleri okuyup biraz araştırma yaptığımda bu ağır metallarin en çok karaciğer, böbrek ve solungaçlarda toplandığı kas sisteminin en az etkilendiği yazıyor. bu biraz sevindirici ama yinede önlem almakta fayda var, yeni tanıştığım lüfere elvada diyebilirim. Bu ve bunun gibi sorunlara karşı duyarlı bir toplum, duyarlı bir devlet anlayışının oluşmasını ve bir an önce önlemler alınmasını dilerim.

[ALTAYLI]

Denizlerimizdeki kirlilik arttıkça gezgin balıklarda da aynı tehlike ile karşı karşıyayız. Buna maalesef diyorum ama daha ötesi cahilce davranan herkesi kınıyorum. Öncelikle yetkili mercileri. Tabiiki buna katkı koyan büyük ticarileri
Bu kirliliği bildiğim için çok uzun zamandır Maalesef Kalkan, Dil, Barbun gibi balıkları az tüketiyorum.
Serkan teşekkürler abicim.

[Mufi]

Evet beyler tutupta yediğimiz balıklar böyle....bu konuda tamamen şansa kalmış ....
Herhangi bir denzin kenarındaki bir fabrika artığı veya bir gemi sintinesi ,,,
Herhangi bir akıntı ile , Herhangi bir yerde , herhangi bir balıga bulaşabilir.
Ve nerden geldiği akıllara sıgmaz bir hastalık, herhangibir insanı bulabilir..

Teşekkürler Serkan

[orhanekmekci]

Yinede tüketiğimiz gıdaların içinde en güvenle yediğim serbest gezen balıkdır

[murki]

Serkan'ım emeklerine, ellerine sağlık. Konudan haberdar olmuş isemde senin gibi toparlamam mümkün olamayacağından, ayrıca o kadar kötü beslenmemiz bulunduğundan yinede en güvenilir balığı bulduğum için konuyu karıştırmak istemedim. Haberleri dinlediğimizde Kaşara katılan deniz anası, patates, sucuğa kıymaya katılan madde, hatta ve hatta yoğurdun katkı maddelerini duyduğumuzda, en güvenilir zeytine, ekmeğe vs. vs. aklıma geldikçe balıktan alacağımız kurşun, kadmiyum, civa bize vız gelir gibime geliyor. Her halükarda konu bizler için tedbir amaçlı. Tabiki yinede dip balıklarından ziyade üst balıkları tercih etmek bir nebze tedbir taşır. Denizleri bu hale getiren balıklar değil bizleriz, doğayı kirletme babından yaptıklarımızın vergisini yavaş yavaş ödüyoruz. Paylaşımın için teşekkürler.

[yycolak]

midyeyi besin zincirimizden çıkaralı uzun yıllar oluyor fakat diğer deniz canlılarına henüz bir ambargo koymadık.dikkatlice inceleyip bir eleme yapmak elzem olmuş.eline sağlık serkancım,teşekkürler.

[xfisher]

Balıkta kanserojen madde var da marketten aldığımız gıdalar çok mu güvenilir? Kimbilir neler yediriliyor bize?

[MaVrUşGiL]

Bende şahsi görüşümü yazayım;
Evet ciddi bir problemi karşımıza getirmiş helede bizim gibi balıkla yatıp balıkla kalkan insanları ciddi sarsmıştır.

Genel yorumlara baktığımda katıldığım diğer yiyecekler ne kadar sağlıklıki! yorumuna sonuna kadar katılıyorum maalesefki öyle, yediğimiz ekmekten, yeşillikten etden vs. inanılmaz derecede zararlı maddeler alıyoruz. Diğer yanda kullandığımız elektronik aletlerden kablosuz yayınlardan ve evimizin çatılarına kadar yayılmış baz istasyonlarından kanserojen etkilere köküne kadar maruz kalmaktayız .
Bu kadar etmenin yanında balığın bence esamesi bile okunmamalıdır.

Diğer taraftan bu haber ile ilgili benim ayrı bir bakış açım var onuda sizlerle paylaşmak isterim ;
Tamami ile tüketim üzerine kurulmuş bir ekonomi etkisi altında kalmış bir toplumuz ve zamanında ıspanağın insanları uçurduğu düşündürülen
''mercimek ye evladım mercimek'' sloganlarıyla gaz verilip evlerimizi çuval çuval mercimekle dolduran,
aganigi ayağına fındık kakalattırılan
yumurtayı kolestrol bombası sanırken bir anda hiç bir suçu olmadığını öğrenen,
Atom diye greyfurt, portakal ve limon suyunu karıştırıp balla hüpleten sonrada bu meyvaların karışımının zararlı olduğunu, hatda meyva suyu ile ilaç içmenin faydalı olduğu aşılanıp sonrada bu yüzden ölen
50 li yıllarda beyaz ekmek yemeye sevk edilirken bir anda siyah ekmek yiyin talimatı verilen
Yeşil çayından bilmem ne çileğine yönlendirildikten sonra eldeki stok tükenince zaralı yönlerini verip bilgiler yanlışmış deyip işi bitiren,
Yani özetle birilerinin elinde kalan fazlalıkları normalden fazla para vererek alıp sonrada ondan vaz geçirilen bir yaratık yani İNSANOĞLUYUZ...

Aslında burada yapılmak istenen bol ve ucuz olan balık yüzünden diğer ikame mallarının elde kalması ve bir şekilde bunları satmanın yolu olan rakip malı kötülemek ile kırmızı et ve tavuğun yolu açılmıştır altdaki iki linkide iyice incelerseniz anlatmak istediğimi daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum.

Ve bu GDO lu ürün haberleri neden bu kadar sansasyon yaratmadı!

GDO tehlikesi deÅŸifre edildi : Afiyetle.com

[url="http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1103548&CategoryID=77"]Türklab başkanı istifa etti! - Radikal Türkiye
[/url]

Sonuç olarak; dün gibi hatırlıyorum geçen sene bülten bülten haberler balığın faydalarını anlatırken kırılıyorlardı.
Neden?
Balık azdı pahalıydı elde kalmıştı!
Şimdi balığı kötülüyorlar.
Neden?
Et ve tavuk balık yüzüne elde kaldı...

Bunlar benim nacizane görüşlerimdir ve sizlerede aktarmak istedim,
kusurum olmuşsa affola.