16 Eylül 2009 O-1
16 Eylül 2009 Çarşamba, Oltacılık – 1
1 - Av yeri : İmaret
2 - Hava : Hafif lodos, sonra hafif poyraz.
3 - Takım : El Oltaları ve kamışlar, 2’li ve 3’lü klasik dip oltası. 1 Kıbrıs
4 - Yem : Mamun 300 Adet,boru kurdu ve kıbrıs için sardalya.
6 - Balıklar : 26 mırmır, 6 lidaki, 6 mercan, 1ahtapot.
Ve fotoğrafa girmek istemeyen 2 mırmır, 14 mercan, 9 ispari ve 1 tekir.
Toplam 5 kg balık.
Fotoğraf 1. Balıklar – Oltacılık-1, Fotoğraf 2. Ahtapotlu balıklar.
7 - Tekne ile.
Daha ilkbaharda dedi “Beni balığa götür” diye. “Amatör Balıkçılık Belgesini bir al ondan sonra gideriz ”dedim . Geçenlerde geldi “Serkan belgeyi aldım” dedi. Kısmet düneymiş.
Saat 18:00 . Sezai ile birlikte limandayız. Ahmet Abi ve Emin Abi de geldiler. Faruk Abi seyirtmesini bitirmiş, çıkıyor. “Iki balık dedi, biri spendek diğeri de sinagrit” Eşyalarımızı yerleştirdik ve vira bismillah. Çadırların önüne geldiğimizde kayığı akıntı ve rüzgara bırakalım dedik, iftarda kancalayacağız. Ardı ardına ufak ama güzel balıklar almaya başladık. İftara kalmadı, iftarı kayığı kancalayıp yapsak çok iyi olacak. Pazar akşamı mırmırları aldığımız yere yöneldik, umarım mırmırlar hala oradadır.
Saat 20.00 . İftardan sonra ilk oltalar suda. Yaklaşık iki metre derinlikteyiz. Sezai ön tarafa bir de kıbrıs oltası attı, sardalya ile yemleyip. Kıyı tarafından iki güzel mırmırın ardından sağdaki oltadan da bir orta boy bir de küçük mırmır geldi. Birden Sezainin attığı kıbrısın üzerindeki zil yerinden fırladı. Diğer oltaları bıraktı ve kıbrısı eline aldı sessizce, “vuruyor Serkan, hem de sağlam”. Denizde ani bir hareket ve ardından küfürler. Kıbrısta iki kanca kalmış. Büyük bir ihtimalle levrekti dedi ama lüfer de olabilir. Keşke balık hep böyle oynasa. Ama nerde, saat 9 oldu balık kesildi.
Saat 22.00 . Yine çadırların önüne geldik. Son bir saate tık demedi. Hiç olmazsa hafif poyrazda ve akıntıda sürüklenirken bir iki vuruş alırız. O da ne, balık burda. İlk denemeyi yaptığımız yerde. Mırmırlar ardı ardına kovaya, hemde iriydiler. Tekrar başa gidecektik ki takıldı dedi Sezai. Akşamüstü ağ atmıştı profesyoneller, gözlemiştim hep dönüşte bir sorun olmasın diye. Herhalde gözden kaçırmışım dedim. Motoru çalıştırdım ve takılan yere doğru yöneldim. Yaklaşınca motoru durdurdum, Sezai devamlı çekiyor birşeyler. Kendi kendime dedim takılsa bu kadar çekemez. O da ne bir ahtapot, vay be. Ama burada taşlık yok ki. Belki de gezmeye çıktı kerata.
Limandan hareket ettiğimizde saat 01.50 idi, yarın uykusuz geçecek ama olsun, bu balıkçılık çok iyi geldi.
Herekese büyük, bol ve bereketli avlar dilerim.
Saygılarımla,
Serkan Hüseyin Eylül 2009
16 Eylül 2009 Çarşamba, Oltacılık – 1
1 - Av yeri : İmaret
2 - Hava : Hafif lodos, sonra hafif poyraz.
3 - Takım : El Oltaları ve kamışlar, 2’li ve 3’lü klasik dip oltası. 1 Kıbrıs
4 - Yem : Mamun 300 Adet,boru kurdu ve kıbrıs için sardalya.
6 - Balıklar : 26 mırmır, 6 lidaki, 6 mercan, 1ahtapot.
Ve fotoğrafa girmek istemeyen 2 mırmır, 14 mercan, 9 ispari ve 1 tekir.
Toplam 5 kg balık.
Fotoğraf 1. Balıklar – Oltacılık-1, Fotoğraf 2. Ahtapotlu balıklar.
7 - Tekne ile.
Daha ilkbaharda dedi “Beni balığa götür” diye. “Amatör Balıkçılık Belgesini bir al ondan sonra gideriz ”dedim . Geçenlerde geldi “Serkan belgeyi aldım” dedi. Kısmet düneymiş.
Saat 18:00 . Sezai ile birlikte limandayız. Ahmet Abi ve Emin Abi de geldiler. Faruk Abi seyirtmesini bitirmiş, çıkıyor. “Iki balık dedi, biri spendek diğeri de sinagrit” Eşyalarımızı yerleştirdik ve vira bismillah. Çadırların önüne geldiğimizde kayığı akıntı ve rüzgara bırakalım dedik, iftarda kancalayacağız. Ardı ardına ufak ama güzel balıklar almaya başladık. İftara kalmadı, iftarı kayığı kancalayıp yapsak çok iyi olacak. Pazar akşamı mırmırları aldığımız yere yöneldik, umarım mırmırlar hala oradadır.
Saat 20.00 . İftardan sonra ilk oltalar suda. Yaklaşık iki metre derinlikteyiz. Sezai ön tarafa bir de kıbrıs oltası attı, sardalya ile yemleyip. Kıyı tarafından iki güzel mırmırın ardından sağdaki oltadan da bir orta boy bir de küçük mırmır geldi. Birden Sezainin attığı kıbrısın üzerindeki zil yerinden fırladı. Diğer oltaları bıraktı ve kıbrısı eline aldı sessizce, “vuruyor Serkan, hem de sağlam”. Denizde ani bir hareket ve ardından küfürler. Kıbrısta iki kanca kalmış. Büyük bir ihtimalle levrekti dedi ama lüfer de olabilir. Keşke balık hep böyle oynasa. Ama nerde, saat 9 oldu balık kesildi.
Saat 22.00 . Yine çadırların önüne geldik. Son bir saate tık demedi. Hiç olmazsa hafif poyrazda ve akıntıda sürüklenirken bir iki vuruş alırız. O da ne, balık burda. İlk denemeyi yaptığımız yerde. Mırmırlar ardı ardına kovaya, hemde iriydiler. Tekrar başa gidecektik ki takıldı dedi Sezai. Akşamüstü ağ atmıştı profesyoneller, gözlemiştim hep dönüşte bir sorun olmasın diye. Herhalde gözden kaçırmışım dedim. Motoru çalıştırdım ve takılan yere doğru yöneldim. Yaklaşınca motoru durdurdum, Sezai devamlı çekiyor birşeyler. Kendi kendime dedim takılsa bu kadar çekemez. O da ne bir ahtapot, vay be. Ama burada taşlık yok ki. Belki de gezmeye çıktı kerata.
Limandan hareket ettiğimizde saat 01.50 idi, yarın uykusuz geçecek ama olsun, bu balıkçılık çok iyi geldi.
Herekese büyük, bol ve bereketli avlar dilerim.
Saygılarımla,
Serkan Hüseyin Eylül 2009
Ruhumu dinlendiren tek şey, deniz...